Heartthrob İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Heartthrob Nedir?
Heartthrob İngilizce bir kelime olup Türkçe karşılığı “çok sevilen ve beğenilen erkek/ kadın” anlamına gelir.
Örnek Cümleler:
- He was a heartthrob in high school. (Lisede o bir kalp çarpıntısıydı.)
- The actress was a heartthrob for millions of fans. (Oyuncu milyonlarca hayranı için bir kalp çarpıntısıydı.)
- The pop star’s good looks made him a heartthrob to many young girls. (Pop yıldızının yakışıklılığı, birçok genç kız için bir kalp çarpıntısı haline geldi.)
- She had a crush on the heartthrob actor. (O, kalp çarpıntısı haline gelmiş oyuncuya aşık olmuştu.)
- He became a heartthrob overnight after his debut film. (O, çıkış yapan filminden sonra bir gecede bir kalp çarpıntısı haline geldi.)
- The singer’s performance caused many hearts to flutter, making him a heartthrob. (Şarkıcının performansı birçok kalbi çarptırdı, onu bir kalp çarpıntısı yaptı.)
- She couldn’t resist the charm of the heartthrob actor. (O, kalp çarpıntısı haline gelmiş oyuncunun cazibesine dayanamadı.)
- The heartthrob’s popularity soared after the release of his latest album. (Kalp çarpıntısı haline gelen kişinin en son albümünün yayınlanmasından sonra popülaritesi yükseldi.)
- He was voted the most popular heartthrob of the year. (O, yılın en popüler kalp çarpıntısı seçildi.)
- Her heart skipped a beat when she met the heartthrob actor. (Kalp çarpıntısı haline gelmiş oyuncu ile tanıştığında, kalbi bir atlayış yaptı.)
- The heartthrob’s Instagram followers grew by the thousands. (Kalp çarpıntısı haline gelen kişinin Instagram takipçileri binlerce kişi arttı.)
- The heartthrob’s music videos were a huge hit with his fans. (Kalp çarpıntısı haline gelen kişinin müzik videoları hayranları tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı.)
- She felt like she was living in a dream when the heartthrob actor asked her out. (Kalp çarpıntısı haline gelmiş oyuncunun onu dışarı çıkarm
sorunca, rüyada gibi hissetti.)
- The heartthrob’s concert tickets sold out within minutes. (Kalp çarpıntısı haline gelen kişinin konser biletleri dakikalar içinde tükendi.)
- She had posters of the heartthrob all over her bedroom walls. (Kalp çarpıntısı haline gelmiş kişinin posterleri yatak odasındaki duvarlarının her yerindeydi.)
- Many teenage girls considered the heartthrob their celebrity crush. (Birçok genç kız, kalp çarpıntısı haline gelen kişiyi ünlü aşkları olarak düşünüyordu.)
- The heartthrob’s romantic gestures melted her heart. (Kalp çarpıntısı haline gelen kişinin romantik jestleri onun kalbini eritti.)
- The heartthrob’s smile made her weak in the knees. (Kalp çarpıntısı haline gelen kişinin gülümsemesi onu dizlerinin bağı çözdü.)
- The heartthrob’s acting skills were praised by critics. (Eleştirmenler tarafından, kalp çarpıntısı haline gelen kişinin oyunculuk yetenekleri övüldü.)
- The heartthrob’s fashion choices influenced many young people. (Kalp çarpıntısı haline gelen kişinin moda tercihleri birçok genç kişiye örnek oldu.)
- She couldn’t believe she was sitting next to her heartthrob crush at the award show. (Ödül töreninde kalp çarpıntısı haline gelen kişinin yanında oturduğuna inanamıyordu.)
Hemen Yorum Yaz