Hear İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hear İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hear İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: duymak, işitmek

  1. I can hear the birds chirping outside. (Kuşların dışarıda cıvıldadığını duyabiliyorum.)
  2. Can you hear me now? (Şimdi beni duyuyor musun?)
  3. She heard a strange noise coming from the basement. (Bodrumdan tuhaf bir ses geldiğini işitti.)
  4. I didn’t hear what you said. (Ne söylediğini duymadım.)
  5. We could hear the sound of waves crashing against the shore. (Kıyıya çarpan dalgaların sesini duyabiliyorduk.)
  6. I heard that the movie is really good. (Filmin gerçekten iyi olduğunu duydum.)
  7. He couldn’t hear the alarm clock ringing. (Alarm çalar saatinin çaldığını duyamadı.)
  8. I hear that you’re going on vacation soon. (Yakında tatile çıkacağını duydum.)
  9. She was able to hear the distant thunder. (Uzaklardaki gök gürültüsünü duyabildi.)
  10. We hear the sound of a car honking outside. (Dışarıda kornası çalan bir arabanın sesini duyuyoruz.)
  11. He heard a knock at the door. (Kapıda bir vuruş sesi duydu.)
  12. I hear that you’re getting married. (Evlenmeyi düşündüğünü duydum.)
  13. The students couldn’t hear the teacher because of the noisy construction outside. (Öğrenciler, dışarıdaki gürültülü inşaat nedeniyle öğretmeni duyamadı.)
  14. I can hear the sound of raindrops hitting the roof. (Çatıya düşen yağmur damlalarının sesini duyabiliyorum.)
  15. She heard the news of her promotion from her boss. (Terfi haberini patronundan duydu.)
  16. I hear that you’re moving to a new city. (Yeni bir şehre taşınacağını duydum.)
  17. He could barely hear the music playing in the background. (Arka planda çalan müziği neredeyse duyamadı.)
  18. We hear the sound of a baby crying in the next room. (Komşu odada bir bebeğin ağlama sesini duyuyoruz.)
  19. I hear that you’re starting a new job next week. (Gelecek hafta yeni bir işe başlayacağını duydum.)
  20. She heard her name being called from across the room. (Odasının karşı tarafından adının çağrıldığını duydu.)
  1. I always hear music playing in this coffee shop. (Bu kafede her zaman müzik çaldığını duyarım.)
  2. She heard a strange whispering sound in the dark. (Karanlıkta tuhaf bir fısıltı sesi duydu.)
  3. Can you hear the sound of the waves crashing against the rocks? (Kaya kayalarına çarpan dalgaların sesini duyabiliyor musun?)
  4. I hear that you’re going to be a father. (Baban olacağını duydum.)
  5. He could hear the sound of his own heartbeat in the silence. (Sessizlikte kendi kalp atışlarının sesini duyabildi.)
  6. She heard the sound of footsteps coming closer and closer. (Adımların giderek yaklaştığını duydu.)
  7. Can you hear the sound of the clock ticking? (Saatın tik tak sesini duyuyor musun?)
  8. I heard the news of the accident on the radio this morning. (Bu sabah kaza haberini radyoda duydum.)
  9. She couldn’t hear anything over the sound of the jackhammer outside. (Dışarıdaki kazma sesinden dolayı hiçbir şey duyamadı.)
  10. I hear that you’re going to start your own business. (Kendi işini kuracağını duydum.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.