Grimace İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Grimace İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Grimace

Grimace, İngilizce bir fiil olarak “yüz ifadesi yapmak, buruşmak” anlamına gelir.

Aşağıda Grimace kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle bulunmaktadır:

  1. She grimaced when she tasted the sour lemon juice. (Ekşi limon suyu tadınca yüzü buruşturdu.)
  2. I could see the pain on his face as he grimaced. (Yüz ifadesinden acı çektiğini görebiliyordum.)
  3. She grimaced as she tried to squeeze into the small space. (Küçük alana sıkışmaya çalışırken yüzünü buruşturdu.)
  4. He made a grimace of distaste at the smell. (Kokudan hoşlanmadığını belirten bir yüz ifadesi yaptı.)
  5. The thought of eating snails made her grimace. (Salyangoz yemek düşüncesi onu yüzünü buruşturdu.)
  6. The child grimaced in pain as the doctor gave him an injection. (Doktor ona iğne yaparken çocuk acı içinde yüzünü buruşturdu.)
  7. The actor grimaced in disgust at the sight of the rotting food. (Çürümüş yiyecekleri gördüğünde oyuncu iğrenerek yüzünü buruşturdu.)
  8. She couldn’t help but grimace at the taste of the bitter medicine. (Acı ilacın tadını alınca yüzünü buruşturmaktan kendini alamadı.)
  9. He tried to hide his pain, but a grimace slipped through. (Acısını gizlemeye çalıştı ama yüz ifadesi kaçtı.)
  10. The dentist grimaced when he saw the patient’s rotten teeth. (Çürümüş dişleri gördüğünde dişçi yüzünü buruşturdu.)
  11. The boxer made a grimace as he took a punch to the face. (Yüzüne darbe aldığında boksör yüzünü buruşturdu.)
  12. She made a grimace of disappointment when she saw her test score. (Sınav sonucunu görünce hayal kırıklığı yüz ifadesi yaptı.)
  13. The sour smell made him grimace. (Ekşi koku yüzünden buruşturdu.)
  14. She made a grimace of disapproval when she heard the news. (Haberleri duyunca onaylamadığını belir
  1. The athlete grimaced in pain as he crossed the finish line. (Bitiş çizgisine geçerken sporcu acı içinde yüzünü buruşturdu.)
  2. The spicy food made him grimace with each bite. (Baharatlı yiyecekler her lokmada yüzünü buruşturdu.)
  3. She grimaced as she watched the horror movie. (Korku filmi izlerken yüzünü buruşturdu.)
  4. The comedian made a grimace to emphasize the punchline of his joke. (Komedyen şakasının vurgusunu yapmak için yüz ifadesi yaptı.)
  5. The smell of the rotten eggs made everyone grimace. (Çürümüş yumurtaların kokusu herkesin yüzünü buruşturdu.)
  6. He couldn’t help but grimace when he tasted the bitter coffee. (Acı kahveyi tadınca yüzünü buruşturmaktan kendini alamadı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.