
Grimace İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Grimace
Grimace, İngilizce bir fiil olarak “yüz ifadesi yapmak, buruşmak” anlamına gelir.
Aşağıda Grimace kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle bulunmaktadır:
- She grimaced when she tasted the sour lemon juice. (Ekşi limon suyu tadınca yüzü buruşturdu.)
- I could see the pain on his face as he grimaced. (Yüz ifadesinden acı çektiğini görebiliyordum.)
- She grimaced as she tried to squeeze into the small space. (Küçük alana sıkışmaya çalışırken yüzünü buruşturdu.)
- He made a grimace of distaste at the smell. (Kokudan hoşlanmadığını belirten bir yüz ifadesi yaptı.)
- The thought of eating snails made her grimace. (Salyangoz yemek düşüncesi onu yüzünü buruşturdu.)
- The child grimaced in pain as the doctor gave him an injection. (Doktor ona iğne yaparken çocuk acı içinde yüzünü buruşturdu.)
- The actor grimaced in disgust at the sight of the rotting food. (Çürümüş yiyecekleri gördüğünde oyuncu iğrenerek yüzünü buruşturdu.)
- She couldn’t help but grimace at the taste of the bitter medicine. (Acı ilacın tadını alınca yüzünü buruşturmaktan kendini alamadı.)
- He tried to hide his pain, but a grimace slipped through. (Acısını gizlemeye çalıştı ama yüz ifadesi kaçtı.)
- The dentist grimaced when he saw the patient’s rotten teeth. (Çürümüş dişleri gördüğünde dişçi yüzünü buruşturdu.)
- The boxer made a grimace as he took a punch to the face. (Yüzüne darbe aldığında boksör yüzünü buruşturdu.)
- She made a grimace of disappointment when she saw her test score. (Sınav sonucunu görünce hayal kırıklığı yüz ifadesi yaptı.)
- The sour smell made him grimace. (Ekşi koku yüzünden buruşturdu.)
- She made a grimace of disapproval when she heard the news. (Haberleri duyunca onaylamadığını belir
- The athlete grimaced in pain as he crossed the finish line. (Bitiş çizgisine geçerken sporcu acı içinde yüzünü buruşturdu.)
- The spicy food made him grimace with each bite. (Baharatlı yiyecekler her lokmada yüzünü buruşturdu.)
- She grimaced as she watched the horror movie. (Korku filmi izlerken yüzünü buruşturdu.)
- The comedian made a grimace to emphasize the punchline of his joke. (Komedyen şakasının vurgusunu yapmak için yüz ifadesi yaptı.)
- The smell of the rotten eggs made everyone grimace. (Çürümüş yumurtaların kokusu herkesin yüzünü buruşturdu.)
- He couldn’t help but grimace when he tasted the bitter coffee. (Acı kahveyi tadınca yüzünü buruşturmaktan kendini alamadı.)
Hemen Yorum Yaz