Game İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Game İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Game İle İlgili Cümleler

Anlam: Oyun, eğlence, yarışma veya strateji amaçlı faaliyetlerin yapıldığı bir etkinlik.

  1. I love playing video games on my PlayStation. – Ben PlayStation’da video oyunları oynamayı seviyorum.
  2. Board games are a great way to spend time with friends and family. – Masa oyunları, arkadaşlar ve aile ile zaman geçirmenin harika bir yoludur.
  3. The game was tied until the very end, but our team managed to win in the last minute. – Oyun son ana kadar berabereydi ama bizim takım son dakikada kazanmayı başardı.
  4. Chess is a game that requires strategic thinking and planning ahead. – Satranç, stratejik düşünme ve ileriye planlama gerektiren bir oyundur.
  5. Playing games can be a fun way to relieve stress after a long day at work. – Oyun oynamak, işte uzun bir günün ardından stresi azaltmanın eğlenceli bir yoludur.
  6. The game show on TV was so exciting, I couldn’t stop watching. – TV’deki yarışma programı çok heyecanlıydı, izlemeyi durduramadım.
  7. We need to come up with a game plan if we want to win the competition. – Yarışmayı kazanmak istiyorsak, bir oyun planı geliştirmemiz gerekiyor.
  8. My favorite game to play with friends is charades. – Arkadaşlarla oynamak için en sevdiğim oyun şarkı söyleme.
  9. The kids are playing a game of tag in the backyard. – Çocuklar bahçede yakalamacı oyunu oynuyorlar.
  10. Football is a popular game in many countries around the world. – Futbol, dünya çapında birçok ülkede popüler bir oyundur.
  11. Playing games with my siblings was a big part of my childhood. – Kardeşlerimle oyun oynamak, çocukluğumun büyük bir parçasıydı.
  12. The game console has been a popular form of entertainment for decades. – Oyun konsolu, on yıllardır popüler bir eğlence şeklidir.
  13. The game ended in a tie, so they had to play an extra inning. – Oyun berabere bitti, bu yüzden ekstra bir inning oynamaları gerekti.
  14. Role-playing games allow you to immerse yourself in a fantasy world and become a different character. – Rol yapma oyunları, kendinizi hayali bir dünyaya sokmanıza ve farklı bir karakter olmanıza olanak tanır.
  15. The new game app on my phone is so addictive, I can’t stop playing. – Telefonumdaki yeni oyun uygulaması o kadar bağımlılık yaratıcı ki, oynamayı bırakamıyorum.
  16. The board game Monopoly can take hours to finish. – Masa oyunu Monopoly, bitirmesi saatler sürebilir.
  17. The game show host asked a difficult trivia question. – Yarışma programı sunucusu zor bir

soru sordu.
18. Playing games can improve cognitive skills such as problem-solving and decision-making. – Oyun oynamak, problem çözme ve karar verme gibi bilişsel becerileri geliştirebilir.

  1. The Olympic Games bring together athletes from around the world to compete in various sports. – Olimpiyat Oyunları, dünya genelindeki sporcuları çeşitli sporlarda yarıştırmak için bir araya getirir.
  2. Game theory is a branch of mathematics that studies decision-making in strategic situations. – Oyun teorisi, stratejik durumlarda karar verme konusunu inceleyen matematiğin bir dalıdır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.