
Feud İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Feud Nedir?
Feud, düşmanlık, anlaşmazlık veya tartışma anlamına gelen bir kelime olarak kullanılır.
Örnek Cümleler:
- My brother and I had a feud over who should inherit our grandfather’s watch. (Kardeşim ve ben, dedemizin saatini kimin miras alması gerektiği konusunda bir anlaşmazlık yaşadık.)
- The feud between the two families had been going on for generations. (İki aile arasındaki düşmanlık nesiller boyunca devam ediyordu.)
- The feud between the two musicians escalated when one accused the other of stealing their song. (İki müzisyen arasındaki anlaşmazlık, birinin şarkılarını çaldığı suçlamasıyla tırmandı.)
- The feud between the two companies ended when they decided to merge. (İki şirket arasındaki düşmanlık, birleşmeye karar verince sona erdi.)
- The feud between the two politicians was well-known in the community. (İki siyasetçi arasındaki anlaşmazlık, toplumda iyi biliniyordu.)
- The feud between the neighbors started over a property line dispute. (Komşular arasındaki düşmanlık, bir mülkiyet sınırı anlaşmazlığından kaynaklandı.)
- The feud between the two coaches was causing problems for the team. (İki antrenör arasındaki anlaşmazlık, takım için sorunlara neden oluyordu.)
- The feud between the siblings began when one of them borrowed money and didn’t pay it back. (Kardeşler arasındaki anlaşmazlık, birinin borç para aldı ve geri ödemediği zaman başladı.)
- The feud between the two actors was the talk of Hollywood. (İki aktör arasındaki anlaşmazlık, Hollywood’un konuştuğu bir konuydu.)
- The feud between the two chefs started over a disagreement about a recipe. (İki şef arasındaki anlaşmazlık, bir tarif hakkında anlaşmazlık yaşanmasıyla başladı.)
- The feud between the two soccer teams was intense. (İki futbol takımı arasındaki anlaşmazlık şiddetliydi.)
- The feud between the two students started over a grade on a test. (İki öğrenci arasındaki anlaşmazlık, bir sınavda aldıkları not nedeniyle başladı.)
- The feud between the two neighbors ended when they realized how petty their argument was. (İki komşu arasındaki anlaşmazlık, tartışmalarının ne kadar önemsiz olduğunu fark edince sona erdi.)
- The feud between the two businesses hurt both of their profits. (İki işletme arasındaki anlaşmazlık, her ikisinin de karlılığına zarar verdi.)
- The feud between the two professors was over a disagreement about a research project. (İki profesör arasındaki anlaşmazlık, bir araşt
ırma projesiyle ilgili bir anlaşmazlık nedeniyleydi.)
16. The feud between the two roommates was resolved when they established clear rules for sharing the living space. (İki ev arkadaşı arasındaki anlaşmazlık, yaşam alanını paylaşmak için net kurallar belirlediklerinde çözüldü.)
- The feud between the two bands started when one accused the other of copying their music. (İki müzik grubu arasındaki anlaşmazlık, birinin müziklerini kopyaladığı suçlamasıyla başladı.)
- The feud between the two actors became physical when they got into a fight on set. (İki aktör arasındaki anlaşmazlık, sette kavga etmeleriyle fiziksel hale geldi.)
- The feud between the two countries had political and economic consequences. (İki ülke arasındaki anlaşmazlık, siyasi ve ekonomik sonuçları oldu.)
- The feud between the two friends was resolved when they apologized and made amends. (İki arkadaş arasındaki anlaşmazlık, özür dilemeleri ve barışmalarıyla çözüldü.)
Hemen Yorum Yaz