Devil-May-Care İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Devil-May-Care Nedir?
Devil-May-Care, Türkçe karşılığı “Umursamaz” olan bir ifadedir. Bu ifade, bir kişinin hayatına ilişkin kaygı taşımadığı, herhangi bir riski göze aldığı ve sınırları zorladığı anlamına gelir.
Örnek Cümleler:
- She had a devil-may-care attitude towards her studies, which ultimately led to her failure. (O, çalışmalarına karşı umursamaz bir tavır sergiledi, bu da sonunda başarısızlığına neden oldu.)
- Despite his devil-may-care approach to driving, he had never been in an accident. (Sürüşe karşı umursamaz yaklaşımına rağmen, hiçbir kaza geçirmemişti.)
- The daredevil stuntman performed his latest stunt with a devil-may-care attitude. (Korkusuz akrobat son gösterisini umursamaz bir tavırla gerçekleştirdi.)
- The young boy approached the edge of the cliff with a devil-may-care attitude, causing his mother to panic. (Genç çocuk, anneannesini panikleten umursamaz bir tavırla uçurumun kenarına yaklaştı.)
- She danced with a devil-may-care abandon, not caring who was watching. (İzleyen kim olursa olsun umursamazca dans etti.)
- He always had a devil-may-care attitude towards his finances, which caused him to go bankrupt. (Her zaman finansal durumuna karşı umursamaz bir tavır sergiledi, bu da iflas etmesine neden oldu.)
- The motorcycle rider raced through the streets with a devil-may-care attitude. (Motosiklet sürücüsü, umursamaz bir tavırla sokaklarda yarıştı.)
- She approached the interview with a devil-may-care attitude, which ultimately cost her the job. (Görüşmeye umursamaz bir tavırla yaklaştı, bu da ona işi kaybettirdi.)
- The pilot’s devil-may-care attitude towards safety regulations resulted in a near-fatal accident. (Pilotun güvenlik kurallarına karşı umursamaz tutumu, neredeyse ölümcül bir kaza ile sonuçlandı.)
- He jumped off the cliff with a devil-may-care attitude, not realizing the danger he was in. (Tehlikede olduğunun farkında olmayan umursamaz bir tavırla uçurumdan atladı.)
- The young man’s devil-may-care attitude towards his health resulted in numerous health problems. (Genç adamın sağlığına karşı umursamaz tavrı, birçok sağlık sorununa neden oldu.)
- Despite his devil-may-care attitude, he was a skilled and competent surgeon. (Umursamaz bir tavıra sahip olmasına rağmen, becerikli ve yetenekli bir cerrahdı.)
- She approached the dangerous task with a devil-may-care attitude, not realizing the potential consequences. (Potansiyel sonuçların farkında olmayan
- She approached the dangerous task with a devil-may-care attitude, not realizing the potential consequences. (Potansiyel sonuçların farkında olmayan umursamaz bir tavırla tehlikeli göreve yaklaştı.)
- His devil-may-care attitude made him popular among his friends, who admired his carefree spirit. (Umursamaz tavrı, kaygısız ruhunu takdir eden arkadaşları arasında popülerlik kazandırdı.)
- The reckless driver’s devil-may-care attitude led to him receiving numerous traffic violations. (Sorumsuz sürücünün umursamaz tavrı, birçok trafik cezası almasına neden oldu.)
- She tackled the difficult problem with a devil-may-care attitude, not letting fear hold her back. (Korkunun kendisini geri tutmasına izin vermeyen umursamaz bir tavırla zorlu sorunu ele aldı.)
- The adventurer set out on his expedition with a devil-may-care attitude, ready for whatever challenges came his way. (Maceracı, umursamaz bir tavırla keşif yolculuğuna çıktı, karşısına çıkan herhangi bir zorluk için hazırdı.)
- Despite his devil-may-care attitude, he always wore his seatbelt when driving. (Umursamaz bir tavıra sahip olmasına rağmen, her zaman araç kullanırken emniyet kemeri takardı.)
- The confident athlete approached the competition with a devil-may-care attitude, ready to give it his all. (Kendinden emin bir sporcu, umursamaz bir tavırla yarışmaya yaklaşarak her şeyini verecek kadar hazırdı.)
- She lived her life with a devil-may-care attitude, taking risks and living in the moment. (Hayatını umursamaz bir tavırla yaşayan, risk alıp anın keyfini çıkaran biriydi.)
Türkçe Karşılıklar:
- O, çalışmalarına karşı umursamaz bir tavır sergiledi, bu da sonunda başarısızlığına neden oldu.
- Sürüşe karşı umursamaz yaklaşımına rağmen, hiçbir kaza geçirmemişti.
- Korkusuz akrobat son gösterisini umursamaz bir tavırla gerçekleştirdi.
- Genç çocuk, anneannesini panikleten umursamaz bir tavırla uçurumun kenarına yaklaştı.
- İzleyen kim olursa olsun umursamazca dans etti.
- Her zaman finansal durumuna karşı umursamaz bir tavır sergiledi, bu da iflas etmesine neden oldu.
- Motosiklet sürücüsü, umursamaz bir tavırla sokaklarda yarıştı.
- Görüşmeye umursamaz bir tavırla yaklaştı, bu da ona işi kaybettirdi.
- Pilotun güvenlik kurallarına karşı umursamaz tutumu, neredeyse
Hemen Yorum Yaz