Detestable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Detestable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Detestable

Detestable kelimesi “iğrenç, tiksinç” anlamına gelir. İşte bu kelimeyle kullanabileceğiniz 20 örnek cümle:

  1. I find his behavior detestable. (Onun davranışları iğrenç buluyorum.)
  2. The smell of that rotten food is absolutely detestable. (O çürümüş yiyeceklerin kokusu kesinlikle tiksinç.)
  3. The politician’s lies were detestable to the public. (Politikacının yalanları halk tarafından iğrenç bulundu.)
  4. Her detestable attitude is causing problems for everyone. (Onun tiksinç tutumu herkes için sorun yaratıyor.)
  5. That movie was so detestable that I walked out of the theater. (O film o kadar iğrençti ki tiyatrodan çıktım.)
  6. The thought of eating snails is detestable to some people. (Izgara salyangoz yemek bazı insanlar için tiksinç bir düşüncedir.)
  7. His detestable comments caused a lot of controversy. (Onun iğrenç yorumları birçok tartışmaya neden oldu.)
  8. The way he treated his employees was detestable. (Çalışanlarına davranış şekli iğrençti.)
  9. The sight of blood is detestable to many people. (Kan görüntüsü birçok insana iğrenç gelir.)
  10. The company’s detestable practices led to its downfall. (Şirketin iğrenç uygulamaları çöküşüne neden oldu.)
  11. Her detestable behavior towards animals is unacceptable. (Hayvanlara karşı iğrenç davranışı kabul edilemez.)
  12. The detestable smell of the garbage dump made me sick. (Çöplüğün tiksinç kokusu beni hasta etti.)
  13. The politician’s detestable policies caused a lot of damage. (Politikacının iğrenç politikaları birçok zarara neden oldu.)
  14. The detestable condition of the prison was a violation of human rights. (Cezaevinin iğrenç durumu insan haklarının ihlaliydi.)
  15. His detestable habits were a turn-off for many women. (Onun iğrenç alışkanlıkları birçok kadın için iticiydi.)
  16. The detestable act of bullying should never be tolerated. (Zorbalığın iğrenç eylemi asla hoş görülmemeli.)
  17. The detestable sound of nails on a chalkboard makes me cringe. (Taubatanın üzerinde tırnak sesi beni ürperdirir.)
  18. The detestable crime of human trafficking is a global problem. (İnsan kaçakçılığının iğrenç suçu küresel bir sorundur.)
  19. The detestable condition of the homeless shelter was heartbreaking. (Sokak sığınaklarının iğrenç durumu yürek burkucuydu.)
  20. The detestable act of animal cruelty must be punished severely. (Hayvanlara karşı işlenen iğrenç eylemler cidd

i şekilde cezalandırılmalıdır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.