Desperation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Desperation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Desperation (Umutsuzluk) Nedir?

Desperation, umutsuzluk, çaresizlik ve umutsuzluk hissi gibi anlamlara gelir. Bir kişi, elindeki seçeneklerin tükendiğini hissettiğinde veya çok önemli bir şeyi kaybedince, çaresiz hissedebilir.

Örnek Cümleler:

1. She felt a sense of desperation when she couldn’t find her passport. (Pasaportunu bulamayınca umutsuzluk hissi yaşadı.)
2. His desperation to find a job was palpable. (İş bulmak için duyduğu çaresizlik hissedilebiliyordu.)
3. The team played with desperation in the final minutes of the game. (Takım, oyunun son dakikalarında umutsuzlukla oynadı.)
4. She made a desperate attempt to save her failing business. (Başarısız olan işini kurtarmak için çaresiz bir girişimde bulundu.)
5. His voice was filled with desperation as he begged for help. (Yardım isteyen yalvaran sesi umutsuzlukla doluydu.)
6. The refugees fled their country in desperation. (Mülteciler ülkelerinden umutsuzlukla kaçtılar.)
7. She clung to the hope that her missing son would be found, despite her growing desperation. (Kaybolan oğlunun bulunacağı umuduyla, büyüyen umutsuzluğuna rağmen sarıldı.)
8. He turned to drugs in desperation after losing his job and his wife. (İşini ve eşini kaybettikten sonra umutsuzlukla uyuşturucu kullanmaya başladı.)
9. The company’s desperate attempt to attract customers failed miserably. (Müşteri çekmek için yapılan umutsuz girişim başarısız oldu.)
10. She felt a sense of desperation as she watched her loved one slip away. (Sevdiğinin kayboluşunu izlerken umutsuzluk hissi yaşadı.)
11. The villagers were in a state of desperation after the hurricane destroyed their homes. (Kasırga evlerini yok ettikten sonra köylüler umutsuz bir haldeydi.)
12. The company’s desperate need for funding led to a risky investment. (Fonlama için umutsuz ihtiyaç, riskli bir yatırıma yol açtı.)
13. He acted in desperation when he robbed the store. (Dükkanı soyarken umutsuzlukla hareket etti.)
14. The team’s desperation was evident in their aggressive play. (Takımın agresif oyununda umutsuzluk hissi açıkça belli oluyordu.)
15. She prayed with desperation for her sick child to recover. (Hasta çocuğunun iyileşmesi için umutsuzlukla dua etti.)
16. The couple’s desperation to have a child led them to explore adoption. (Çocuk sahibi olma umutsuzlukları, evlat edinmeyi keşfetmelerine yol açtı.)
17. His desperation for money led him to take on multiple jobs

  1. The prisoner’s desperation to escape drove him to dig a tunnel with his bare hands. (Kaçma umudu, mahkumun elleriyle tünel kazmasına neden oldu.)
  2. The company’s desperation to stay afloat led to massive layoffs. (Hayatta kalmak için umutsuz ihtiyaç, büyük çaplı işten çıkarmalara neden oldu.)
  3. She felt a sense of desperation as she waited for news of her missing sister. (Kaybolan kız kardeşinden haber beklerken umutsuzluk hissi yaşadı.)

Türkçe Karşılıklar:

1. Pasaportunu bulamayınca umutsuzluk hissi yaşadı.
2. İş bulmak için duyduğu çaresizlik hissedilebiliyordu.
3. Takım, oyunun son dakikalarında umutsuzlukla oynadı.
4. Başarısız olan işini kurtarmak için çaresiz bir girişimde bulundu.
5. Yardım isteyen yalvaran sesi umutsuzlukla doluydu.
6. Mülteciler ülkelerinden umutsuzlukla kaçtılar.
7. Kaybolan oğlunun bulunacağı umuduyla, büyüyen umutsuzluğuna rağmen sarıldı.
8. İşini ve eşini kaybettikten sonra umutsuzlukla uyuşturucu kullanmaya başladı.
9. Müşteri çekmek için yapılan umutsuz girişim başarısız oldu.
10. Sevdiğinin kayboluşunu izlerken umutsuzluk hissi yaşadı.
11. Kasırga evlerini yok ettikten sonra köylüler umutsuz bir haldeydi.
12. Fonlama için umutsuz ihtiyaç, riskli bir yatırıma yol açtı.
13. Dükkanı soyarken umutsuzlukla hareket etti.
14. Takımın agresif oyununda umutsuzluk hissi açıkça belli oluyordu.
15. Hasta çocuğunun iyileşmesi için umutsuzlukla dua etti.
16. Çocuk sahibi olma umutsuzlukları, evlat edinmeyi keşfetmelerine yol açtı.
17. Para ihtiyacı, birden fazla işe girmesine neden oldu.
18. Kaçma umudu, mahkumun elleriyle tünel kazmasına neden oldu.
19. Hayatta kalmak için umutsuz ihtiyaç, büyük çaplı işten çıkarmalara neden oldu.
20. Kaybolan kız kardeşinden haber beklerken umutsuzluk hissi yaşadı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.