Deserve İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Deserve İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Deserve kelimesinin Türkçe anlamı:

Deserve kelimesi, “hak etmek” anlamına gelir.

Örnek cümleler:

1. She deserves a promotion for all her hard work. (O, tüm çalışkanlığı için terfi etmeyi hak ediyor.)
2. You deserve to be happy after everything you’ve been through. (Sen, geçtiğin her şeyden sonra mutlu olmayı hak ediyorsun.)
3. They don’t deserve to be treated like that. (Onlar, böyle muamele görmeyi hak etmiyorlar.)
4. The team deserved to win after playing so well. (Takım, bu kadar iyi oynadıktan sonra kazanmayı hak etti.)
5. I don’t think he deserves another chance. (Onun başka bir şansı hak ettiğini düşünmüyorum.)
6. She deserves all the credit for the success of the project. (Projenin başarısı için tüm krediyi hak ediyor.)
7. You deserve a break after studying so hard. (Bu kadar sıkı çalıştıktan sonra ara vermek hakkınız.)
8. He deserves to be punished for what he did. (Yaptıkları için cezalandırılmayı hak ediyor.)
9. The actress deserves an award for her outstanding performance. (Oyuncu, mükemmel performansı için bir ödülü hak ediyor.)
10. I don’t think I deserve such a nice gift. (Böyle güzel bir hediye hak ettiğimi düşünmüyorum.)
11. The children deserve a safe and happy environment to grow up in. (Çocuklar, büyümeleri için güvenli ve mutlu bir ortamı hak ediyorlar.)
12. He deserves recognition for his contributions to the community. (Topluma yaptığı katkılar için tanınmayı hak ediyor.)
13. She doesn’t deserve to be treated that way by her colleagues. (O, meslektaşları tarafından böyle muamele edilmeyi hak etmiyor.)
14. The company deserves praise for its commitment to sustainability. (Şirket, sürdürülebilirliğe olan bağlılığı için takdiri hak ediyor.)
15. He deserves a second chance to prove himself. (Kendini kanıtlamak için ikinci bir şansa sahip olmayı hak ediyor.)
16. The team doesn’t deserve to lose after such a strong performance. (Takım, böyle güçlü bir performanstan sonra kaybetmeyi hak etmiyor.)
17. She deserves respect for her achievements. (Başarıları için saygıyı hak ediyor.)
18. You don’t deserve to be treated like that by anyone. (Kimseye böyle muamele edilmeyi hak etmiyorsun.)
19. The teacher deserves credit for inspiring his students. (Öğrencilerini ilham vermek için öğretmen krediye layık.)
20. They deserve each other. (Birbirlerini hak ediyorlar.)

Türkçe karşılıkları:

1. She deserves a promotion for all her hard work. (O, tüm çalışkanlığı için terfi etmeyi hak ediyor.)
2. You deserve to be happy after everything you’ve been through. (Sen, geçtiğin her şeyden sonra mutlu olmayı hak ediyorsun.)
3. They don’t deserve to be treated like that. (Onlar, böyle muamele görmeyi hak etmiyorlar.)
4. The team deserved to win after playing so well. (Takım, bu kadar iyi oynadıktan sonra kazanmayı hak etti.)
5. I don’t think he deserves another chance. (Onun başka bir şansı hak ettiğini düşünmüyorum.)
6. She deserves all the credit for the success of the project. (Projenin başarısı için tüm krediyi hak ediyor.)
7. You deserve a break after studying so hard. (Bu kadar sıkı çalıştıktan sonra ara vermek hakkınız.)
8. He deserves to be punished for what he did. (Yaptıkları için cezalandırılmayı hak ediyor.)
9. The actress deserves an award for her outstanding performance. (Oyuncu, mükemmel performansı için bir ödülü hak ediyor.)
10. I don’t think I deserve such a nice gift. (Böyle güzel bir hediye hak ettiğimi düşünmüyorum.)
11. The children deserve a safe and happy environment to grow up in. (Çocuklar, büyümeleri için güvenli ve mutlu bir ortamı hak ediyorlar.)
12. He deserves recognition for his contributions to the community. (Topluma yaptığı katkılar için tanınmayı hak ediyor.)
13. She doesn’t deserve to be treated that way by her colleagues. (O, meslektaşları tarafından böyle muamele edilmeyi hak etmiyor.)
14. The company deserves praise for its commitment to sustainability. (Şirket, sürdürülebilirliğe olan bağlılığı için takdiri hak ediyor.)
15. He deserves a second chance to prove himself. (Kendini kanıtlamak için ikinci bir şansa sahip olmayı hak ediyor.)
16. The team doesn’t deserve to lose after such a strong performance. (Takım, böyle güçlü bir performanstan sonra kaybetmeyi hak etmiyor.)
17. She deserves respect for her achievements. (Başarıları için saygıyı hak ediyor.)
18. You don’t deserve to be treated like that by anyone. (Kimseye böyle muamele edilmeyi hak etmiyorsun.)
19. The teacher deserves credit for inspiring his students. (Öğrencilerini ilham vermek için öğretmen krediye layık.)
20. They deserve each other. (Birbirlerini hak ediyorlar.)