Desensitize İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Desensitize İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Desensitize

Desensitize, bir kişinin veya hayvanın duyarlılığını azaltmak veya yok etmek anlamına gelir.

  1. The constant exposure to violence desensitized him to it. (Sürekli şiddete maruz kalmak onu buna karşı duyarsızlaştırdı.)
  2. She had to desensitize herself to the pain in order to keep performing. (Performansını sürdürebilmek için acıya karşı kendini duyarsızlaştırmak zorunda kaldı.)
  3. The puppy was desensitized to loud noises by playing recordings of them. (Pisikopatın seslerine kayıtlarını çalıp onu seslere karşı duyarsızlaştırdılar.)
  4. Soldiers are often desensitized to the horrors of war in order to cope with it. (Askerler, savaşın dehşetiyle başa çıkmak için genellikle duyarsızlaştırılırlar.)
  5. Some people become desensitized to bad news because they see it so frequently. (Bazı insanlar kötü haberlere sürekli maruz kaldıkları için buna karşı duyarsızlaşırlar.)
  6. The therapist worked to desensitize her to her fear of spiders. (Terapist örümcek korkusuna karşı onu duyarsızlaştırmak için çalıştı.)
  7. The artist wanted to desensitize the audience to nudity with his performance. (Sanatçı, performansıyla izleyicileri çıplaklığa karşı duyarsızlaştırmak istedi.)
  8. The process of desensitizing the skin before tattooing can help reduce pain. (Dövme yapmadan önce cildi duyarsızlaştırmanın işlemi ağrıyı azaltmaya yardımcı olabilir.)
  9. Exposure therapy is used to desensitize people to phobias. (Fobileri ortadan kaldırmak için maruz bırakma terapisi kullanılır.)
  10. The doctor had to desensitize the patient’s skin before performing the procedure. (Doktor, işlemi yapmadan önce hastanın cildini duyarsızlaştırmak zorunda kaldı.)
  11. Social media can desensitize people to real-life interactions. (Sosyal medya gerçek hayattaki etkileşimlere karşı insanları duyarsızlaştırabilir.)
  12. Repeated exposure to certain foods can desensitize people to their taste. (Belli yiyeceklere tekrar tekrar maruz kalmak insanları tadına karşı duyarsızlaştırabilir.)
  13. The audience was desensitized to violence by the graphic images in the film. (Filmdeki grafik görüntülerle izleyiciler şiddete karşı duyarsızlaştırıldı.)
  14. Exposure to different cultures can help desensitize people to their differences. (Farklı kültürlere maruz kalmak, insanları farklılıklarına karşı duyarsızlaştırmaya yardımcı olabilir.)
  15. The athlete had to desensitize

his body to the pain in order to push through the last few miles of the marathon. (Maratonun son birkaç milini tamamlamak için sporcu, vücudunu acıya karşı duyarsızlaştırmak zorunda kaldı.)
16. Some people use alcohol or drugs to desensitize themselves to emotional pain. (Bazı insanlar duygusal acıya karşı kendilerini duyarsızlaştırmak için alkol veya uyuşturucu kullanırlar.)

  1. The desensitization of the public to political corruption is a concerning trend. (Halkın siyasi yolsuzluklara karşı duyarsızlaşması endişe verici bir trenddir.)
  2. The dog had to be desensitized to being alone in the house for long periods of time. (Köpek, uzun süre evde yalnız kalma durumuna karşı duyarsızlaştırılması gerekiyordu.)
  3. Exposure to violent video games can desensitize children to real-life violence. (Şiddet içerikli video oyunlarına maruz kalmak, çocukları gerçek hayattaki şiddete karşı duyarsızlaştırabilir.)
  4. The therapist used a technique to desensitize the patient’s emotional response to traumatic memories. (Terapist, travmatik anılara karşı duygusal tepkisini azaltmak için bir teknik kullandı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.