Dent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dent İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Diş ile ilgili, diş çukuru, çentik.

1. I have a dent in my car. (Arabamda bir çukur var.)
2. He got a big dent on his forehead after he fell. (Düştükten sonra alnında büyük bir çukur oluştu.)
3. The dentist filled the cavity in my tooth. (Diş hekimi dişimdeki çukuru doldurdu.)
4. The hailstorm dented the roof of the house. (Dolu, evin çatısına çukur oluşturdu.)
5. She has a small dent on her chin. (Çenesinde küçük bir çentik var.)
6. The aluminum can was dented after it fell on the floor. (Alüminyum kutu, yere düştükten sonra çentik oluştu.)
7. The baseball hit the outfield fence and made a dent in it. (Beyzbol topu, oyun alanı çitine çarptı ve çukur oluştu.)
8. The man’s car had multiple dents and scratches on it. (Adamın arabası üzerinde çok sayıda çukur ve çizik vardı.)
9. The child’s bike was dented after he crashed it into the wall. (Çocuğun bisikleti, duvara çarptıktan sonra çentik aldı.)
10. The metal tray was dented after it was dropped on the ground. (Metallik tepsi, yere düşürüldükten sonra çentik aldı.)
11. The new car had a dent on the door from the factory. (Yeni arabada, fabrikadan kapıda çentik vardı.)
12. The woman’s smile revealed a slight dent in her front tooth. (Kadının gülümsemesi, ön dişinde hafif bir çukurun olduğunu ortaya çıkardı.)
13. The old refrigerator had dents and rust on it. (Eski buzdolabında çukur ve pas vardı.)
14. The dent on the surface of the moon was visible from Earth. (Ay yüzeyindeki çentik, Dünya’dan görülebilirdi.)
15. The wooden table had a dent where the vase had been placed. (Ahşap masa, vazoyu koyduğumuz yerde çentik vardı.)
16. The hailstones dented the car’s windshield. (Dolu taşları, arabanın ön camına çentikler oluşturdu.)
17. The dentist recommended a filling for the dent in my tooth. (Diş hekimi, dişimdeki çukur için dolgu önerdi.)
18. The metal sculpture had a small dent on its surface. (Metal heykelin yüzeyinde küçük bir çentik vardı.)
19. The man used a plunger to fix the dent in the sink. (Adam, lavabodaki

çukuru düzeltmek için bir pompa kullandı.)
20. The car’s hood had a dent from the fallen tree branch. (Arabanın kaputunda, düşen ağaç dalından kaynaklanan bir çentik vardı.)