Defer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Defer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Defer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Defer, bir işin ertelenmesi veya sonraya bırakılması anlamına gelir. İşlem veya eylemin yapılması için daha uygun bir zamana kadar beklemeyi ifade eder.

Örnek cümleler:

1. I will defer my vacation until after I finish this project. (Tatilimi bu projeyi bitirdikten sonra erteleme kararı aldım.)
2. The company has decided to defer the decision until next month. (Şirket, kararı gelecek ay kadar ertelemeye karar verdi.)
3. You can defer the payment until the end of the month. (Ödemeyi ay sonuna kadar erteleyebilirsiniz.)
4. He deferred his retirement until his son finishes college. (Oğlu üniversiteyi bitirene kadar emekliliğini erteledi.)
5. The judge decided to defer the sentencing until next week. (Hakim, cezayı gelecek haftaya kadar ertelemeye karar verdi.)
6. I deferred the decision until I had more information. (Daha fazla bilgiye sahip olana kadar kararı erteledim.)
7. The team captain decided to defer the final call to the coach. (Takım kaptanı son kararı antrenöre bırakmaya karar verdi.)
8. The company will defer the product launch until next quarter. (Şirket, ürün lansmanını gelecek çeyreğe kadar erteleyecek.)
9. He deferred his medical treatment until after the surgery. (Ameliyattan sonra tıbbi tedavisini erteledi.)
10. The professor deferred the exam to the following week. (Profesör sınavı bir sonraki haftaya erteledi.)
11. The construction project was deferred due to budget cuts. (Bütçe kesintileri nedeniyle inşaat projesi ertelendi.)
12. She decided to defer her wedding until her sister recovers from her illness. (Kız kardeşi hastalığından iyileşene kadar düğününü ertelemeye karar verdi.)
13. The CEO has decided to defer the merger until further notice. (CEO, bir sonraki duyuruya kadar birleşmeyi ertelemeye karar verdi.)
14. We had to defer the decision until we received more feedback from customers. (Müşterilerden daha fazla geri bildirim alana kadar kararı ertelememiz gerekti.)
15. The team decided to defer the game due to bad weather. (Kötü hava koşulları nedeniyle takım oyunu ertelemeye karar verdi.)
16. She deferred her studies to take care of her sick mother. (Hasta annesine bakmak için eğitimini erteledi.)
17. The airline has decided to defer the flight to the following day. (Hava yolu şirketi, uçuşu bir sonraki güne ertelemeye karar verdi.)
18. The committee decided to defer the decision until the next meeting. (Komite, kararı bir sonraki toplantıya kadar

ertelemeye karar verdi.)
19. He decided to defer the job offer until he had a chance to speak with his family. (Ailesiyle konuşma şansı olana kadar iş teklifini ertelemeye karar verdi.)

20. The project manager deferred the deadline to allow for additional testing. (Proje yöneticisi ek testlere izin vermek için teslim tarihini erteledi.)

Bu örnek cümlelerde, “defer” kelimesi bir kararın ertelenmesi, ödemenin veya ödevin belirli bir zamana kadar ertelenmesi veya bir eylemin daha uygun bir zamana kadar bekletilmesi anlamında kullanılmaktadır.