
Customs İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Customs
Customs, genellikle ülkeler arasında yapılan ticaret işlemlerinde uygulanan gümrük kuralları ve vergileri ifade eder.
- I had to go through customs at the airport. (Havaalanında gümrükten geçmek zorunda kaldım.)
- The customs officials checked my luggage thoroughly. (Gümrük memurları bagajımı detaylı bir şekilde kontrol etti.)
- The customs duties on imported goods have increased. (İthal edilen malların gümrük vergileri arttı.)
- The customs agent asked to see my passport. (Gümrük görevlisi pasaportumu görmek istedi.)
- I had to declare everything I was bringing through customs. (Gümrükte getirdiğim her şeyi beyan etmek zorunda kaldım.)
- The customs clearance process can be time-consuming. (Gümrükten geçme süreci zaman alıcı olabilir.)
- The customs regulations vary from country to country. (Gümrük kuralları ülkeden ülkeye değişir.)
- You can’t bring certain items through customs. (Gümrükten belirli öğeleri getiremezsiniz.)
- The customs agent stamped my passport. (Gümrük memuru pasaportumu mühürledi.)
- The customs declaration form is available online. (Gümrük beyanname formu çevrimiçi olarak mevcuttur.)
- The customs officials may ask to inspect your bags. (Gümrük memurları çantalarınızı kontrol etmek isteyebilir.)
- The customs fees for commercial goods are higher than for personal items. (Ticari mallar için gümrük ücretleri kişisel eşyalardan daha yüksektir.)
- The customs officers were very friendly and helpful. (Gümrük memurları çok dostça ve yardımseverdi.)
- I forgot to declare the new phone I bought at customs. (Gümrükte aldığım yeni telefonu beyan etmeyi unuttum.)
- The customs process was delayed due to a computer glitch. (Bir bilgisayar hatası nedeniyle gümrük süreci gecikti.)
- The customs clearance area was crowded with people. (Gümrükten geçme bölgesi insanlarla doluydu.)
- You have to pay customs duties on luxury goods. (Lüks malların gümrük vergilerini ödemek zorundasınız.)
- The customs officers confiscated the illegal drugs. (Gümrük memurları yasa dışı uyuşturucuları ele geçirdiler.)
- The customs declaration process is straightforward and easy to understand. (Gümrük beyanname süreci açık ve anlaşılır.)
- The customs officials asked me if I had any food items in my luggage. (Gümrük memurları bagajımda yiyecek var mı diye sordular.)
Customs
- The customs officers scanned my bags for any prohibited items. (Gümrük memurları yasaklı herhangi bir öğe olup olmadığını taramak için çantalarımı taradılar.)
- You should always check the customs requirements before traveling to a new country. (Yeni bir ülkeye seyahat etmeden önce her zaman gümrük gereksinimlerini kontrol etmelisiniz.)
- The customs clearance process was delayed due to a labor strike. (İşçi grevi nedeniyle gümrükten geçme süreci gecikti.)
- The customs fees were included in the price of the product. (Ürünün fiyatına gümrük ücretleri dahil edilmişti.)
- The customs agent asked me a few questions about my trip. (Gümrük görevlisi seyahatimle ilgili birkaç soru sordu.)
- The customs officers were very thorough in their inspection. (Gümrük memurları incelemelerinde çok titizdiler.)
- I had to pay customs duties on the souvenirs I bought abroad. (Yurt dışında aldığım hediyelik eşyaların gümrük vergilerini ödemek zorunda kaldım.)
- The customs declaration process is designed to prevent illegal items from entering the country. (Gümrük beyanname süreci, yasa dışı öğelerin ülkeye girmesini önlemek için tasarlanmıştır.)
- The customs officials asked me to open my suitcase for inspection. (Gümrük memurları benim çantamı incelemek için açmamı istediler.)
- The customs clearance process can be stressful if you’re not prepared. (Hazırlıklı olmadığınızda gümrükten geçme süreci stresli olabilir.)
Hemen Yorum Yaz