Corruption İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Corruption İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Corruption (Yolsuzluk)

Corruption, aşırı hırslı insanların, kişisel çıkarları uğruna yasalara aykırı davranışlar sergilemeleri sonucu ortaya çıkan bir davranış bozukluğudur.

  1. Corruption is a major problem in many countries. (Yolsuzluk, birçok ülkede büyük bir sorundur.)
  2. The politician was accused of corruption by the opposition party. (Politikacı, muhalefet partisi tarafından yolsuzlukla suçlandı.)
  3. Corruption can undermine a nation’s economic development. (Yolsuzluk, bir ulusun ekonomik gelişimini zayıflatabilir.)
  4. The company was involved in a corruption scandal. (Şirket, bir yolsuzluk skandalına karıştı.)
  5. Corruption can erode public trust in government institutions. (Yolsuzluk, halkın hükümet kurumlarına olan güvenini sarsabilir.)
  6. The police officer was fired for corruption. (Polis memuru, yolsuzluk nedeniyle işten çıkarıldı.)
  7. Corruption is a form of dishonesty. (Yolsuzluk, bir tür dürüstlüksüzlüktür.)
  8. Corruption can lead to social unrest. (Yolsuzluk, toplumsal huzursuzluğa neden olabilir.)
  9. The businessman was found guilty of corruption. (İşadamı, yolsuzluk suçundan suçlu bulundu.)
  10. Corruption can impede progress and development. (Yolsuzluk, ilerleme ve gelişmeyi engelleyebilir.)
  11. The government promised to crack down on corruption. (Hükümet, yolsuzluğa karşı sert önlemler alacağını vaat etti.)
  12. Corruption is a threat to democracy. (Yolsuzluk, demokrasi için bir tehdittir.)
  13. The organization was investigated for corruption. (Örgüt, yolsuzluk nedeniyle soruşturuldu.)
  14. Corruption can result in unfair treatment of citizens. (Yolsuzluk, vatandaşların haksız muamelesine neden olabilir.)
  15. The judge was accused of corruption in the high-profile case. (Yüksek profilli davada hakim yolsuzlukla suçlandı.)
  16. Corruption can lead to inequality and poverty. (Yolsuzluk, eşitsizliğe ve yoksulluğa yol açabilir.)
  17. The mayor was forced to resign due to corruption allegations. (Belediye başkanı, yolsuzluk iddiaları nedeniyle istifa etmek zorunda kaldı.)
  18. Corruption is a violation of ethical and moral standards. (Yolsuzluk, etik ve ahlaki standartların ihlalidir.)
  19. The corruption scandal rocked the political world. (Yolsuzluk skandalı, siyasi dünyayı sarstı.)
  20. Corruption can damage a country’s international reputation. (Yolsuzluk, bir ülkenin uluslararası ününü zedeley
  1. The government official was caught accepting bribes, which is a form of corruption. (Hükümet yetkilisi, yolsuzluk bir türü olan rüşvet kabul ettiği için yakalandı.)
  2. Corruption can create a culture of impunity. (Yolsuzluk, cezasızlık kültürü yaratabilir.)
  3. The businessman used his political connections to engage in corrupt activities. (İşadamı, yolsuz faaliyetlere girmek için siyasi bağlantılarını kullandı.)
  4. Corruption can lead to a lack of transparency and accountability. (Yolsuzluk, şeffaflık ve hesap verilebilirlik eksikliğine yol açabilir.)
  5. The journalist exposed the corruption within the police department. (Gazeteci, polis departmanındaki yolsuzluğu ortaya çıkardı.)
  6. Corruption can damage the social fabric of a society. (Yolsuzluk, bir toplumun sosyal dokusunu zayıflatabilir.)
  7. The politician denied any involvement in the corruption scandal. (Politikacı, yolsuzluk skandalında herhangi bir dahli olmadığını reddetti.)
  8. Corruption can lead to a distortion of market competition. (Yolsuzluk, piyasa rekabetinin bozulmasına neden olabilir.)
  9. The anti-corruption agency was created to fight against corrupt practices. (Yolsuzluğa karşı mücadele etmek için anti-yolsuzluk ajansı kuruldu.)
  10. Corruption can result in a loss of public funds. (Yolsuzluk, kamusal fonların kaybedilmesine neden olabilir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.