Cop-Out İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cop-Out İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cop-Out

Cop-out, Türkçe karşılığı olarak “kaçamak, sorumluluktan kaçmak, bahane bulmak” gibi anlamlara gelmektedir. Bu kelime sıklıkla kullanılan bir argo terimdir.

  1. I’m sorry to cop-out, but I can’t make it to the party tonight. (Özür dilerim, kaçamak yapmak istemiyorum ama bu gece partiye gelemeyeceğim.)
  2. He always finds a way to cop-out of his responsibilities. (Her zaman sorumluluklarından kaçmak için bir yol bulur.)
  3. Don’t cop-out on me now, I need your help. (Şimdi beni yarı yolda bırakma, yardımına ihtiyacım var.)
  4. She tried to cop-out of the meeting by claiming to be sick. (Hastalandığı bahanesiyle toplantıya katılmamaya çalıştı.)
  5. The politician was accused of cop-out when he failed to provide a satisfactory answer. (Politikacı, tatmin edici bir cevap veremediği için kaçamak yapmakla suçlandı.)
  6. Don’t cop-out on your commitments, it’s not fair to others. (Sorumluluklarını yerine getirmemek adil değil, kaçamak yapma.)
  7. He tried to cop-out of the situation by blaming someone else. (Başka birini suçlayarak durumdan kurtulmaya çalıştı.)
  8. She’s always looking for a cop-out instead of facing her problems. (Sorunlarla yüzleşmek yerine hep bir kaçamak yolu arıyor.)
  9. Cop-out is not an option in this situation, we need to find a solution. (Bu durumda kaçamak yapmak bir seçenek değil, bir çözüm bulmamız gerekiyor.)
  10. He’s known for his cop-outs when it comes to taking responsibility. (Sorumluluk almak konusunda kaçamak yapmasıyla tanınıyor.)
  11. She tried to cop-out of the situation by saying she didn’t know what was going on. (Olayın ne olduğunu bilmediğini söyleyerek durumdan kurtulmaya çalıştı.)
  12. Cop-out is not a solution, it only makes things worse. (Kaçamak yapmak bir çözüm değil, sadece durumu kötüleştirir.)
  13. He’s always finding a cop-out instead of facing the consequences of his actions. (Eylemlerinin sonuçlarıyla yüzleşmek yerine hep bir kaçamak yolu arıyor.)
  14. Don’t try to cop-out of the meeting, we need to discuss this issue. (Toplantıdan kaçmaya çalışma, bu konuyu görüşmemiz gerekiyor.)
  15. He tried to cop-out of the situation by pretending to be busy. (Meşgul gibi davranarak durumdan kurtulmaya çalıştı.)
  16. Cop-out is a sign of weakness, it’s important to face our problems. (Kaçamak yapmak zayıflığın bir işaretidir, sorunlarımızla yüzleşmek önemlidir.)
  17. She
  1. She’s always using cop-out excuses to avoid taking responsibility. (Sorumluluk almayı önlemek için hep kaçamak bahaneler kullanıyor.)
  2. Cop-out is not an acceptable behavior in a professional environment. (Profesyonel bir ortamda kaçamak yapmak kabul edilebilir bir davranış değildir.)
  3. He coped-out of the project by saying he didn’t have enough time. (Yeterli zamanı olmadığını söyleyerek projeden kaçtı.)
  4. Cop-out is a cowardly behavior, we should face our challenges. (Kaçamak yapmak korkak bir davranıştır, zorluklarla yüzleşmeliyiz.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.