Coo İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Coo İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Coo İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Coo kelimesi bir kuşun yumuşak ve hoş bir şekilde ötmesini ifade eder.

1. The dove cooed softly on the windowsill. (Kumru pencerenin pervazında yumuşak bir şekilde öttü.)
2. The baby was lulled to sleep by the cooing of the mother dove. (Bebek, anne kumrunun ötmesiyle uykuya dalıyordu.)
3. The sound of the cooing pigeon filled the park. (Kumru sesleri parkı doldurdu.)
4. The cooing of the lovebirds was music to their ears. (Sevgili kuşların ötmesi onların kulaklarına müzik gibi geldi.)
5. She imitated the coo of the dove to get its attention. (Dikkatini çekmek için kumrunun ötüşünü taklit etti.)
6. The cooing of the pigeons was a soothing sound. (Kumru ötüşleri rahatlatıcı bir sesti.)
7. The cooing of the mourning doves could be heard throughout the forest. (Yas tutan kumru ötüşleri ormanın her yerinde duyulabilirdi.)
8. The sound of cooing birds outside her window woke her up. (Penceresinin dışındaki kuşların ötüşü onu uyandırdı.)
9. The coo of the doves was a familiar sound to the old man. (Kumru ötüşü yaşlı adam için tanıdık bir sesti.)
10. The cooing of the pigeon was a welcome sound in the city. (Kumrunun ötüşü şehirde hoş bir sesti.)
11. She closed her eyes and listened to the cooing of the birds. (Gözlerini kapattı ve kuşların ötüşünü dinledi.)
12. The cooing of the birds created a peaceful atmosphere. (Kuşların ötüşü huzurlu bir atmosfer yarattı.)
13. The cooing of the dove echoed through the empty hall. (Kumrunun ötüşü boş salonlarda yankılandı.)
14. The sound of the cooing birds was a reminder of spring. (Kuşların ötüşü, baharın geldiğini hatırlattı.)
15. The cooing of the lovebirds was a sign of their affection for each other. (Sevgili kuşların ötüşü birbirlerine olan sevgilerinin işaretiydi.)
16. The coo of the doves was drowned out by the noise of the city. (Kumrunun ötüşü şehrin gürültüsü tarafından boğuldu.)
17. The cooing of the pigeons was a constant sound in the park. (Kumru ötüşleri parkta sürekli bir sesti.)
18. The cooing of the bird brought a smile to her face. (Kuşun ötüşü yüzüne bir gülümseme getirdi.)
19. The sound of cooing doves was a soothing background noise. (K

umru ötüşleri rahatlatıcı bir arka plan sesiydi.)
20. She could hear the cooing of the doves even from inside the house. (Kumrunun ötüşünü eve bile içeriden duyabiliyordu.)