Convincingly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Convincingly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Convincingly

Convincingly, Türkçe anlamıyla “inandırıcı bir şekilde”, bir şeyin gerçekliğini veya doğruluğunu ikna edici bir şekilde ifade etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. She presented her research data convincingly. (O, araştırma verilerini inandırıcı bir şekilde sunmuştu.)
  2. He argued convincingly against the proposed policy. (O, önerilen politikaya karşı ikna edici bir şekilde argümanlar sundu.)
  3. The salesman convinced us convincingly to buy the car. (Satıcı, arabayı almak için bizi inandırıcı bir şekilde ikna etti.)
  4. The lawyer presented his case convincingly in front of the judge. (Avukat, hakim önünde davasını inandırıcı bir şekilde sunmuştu.)
  5. The actor portrayed his character convincingly in the movie. (Oyuncu, filminde karakterini inandırıcı bir şekilde canlandırdı.)
  6. The speaker’s words were convincingly delivered. (Konuşmacının sözleri inandırıcı bir şekilde sunuldu.)
  7. The evidence presented in court was convincingly in favor of the defendant. (Mahkemede sunulan deliller, sanığın lehine inandırıcı bir şekildeydi.)
  8. The athlete convincingly won the race. (Sporcu, yarışı inandırıcı bir şekilde kazandı.)
  9. The scientist presented his findings convincingly to his colleagues. (Bilim adamı, bulgularını meslektaşlarına inandırıcı bir şekilde sunmuştu.)
  10. The author’s argument was convincingly refuted by the critics. (Yazarın argümanı eleştirmenler tarafından inandırıcı bir şekilde çürütüldü.)
  11. The CEO presented his business plan convincingly to the board of directors. (CEO, yönetim kuruluna iş planını inandırıcı bir şekilde sunmuştu.)
  12. The artist’s painting was convincingly realistic. (Sanatçının resmi inandırıcı bir şekilde gerçekçiydi.)
  13. The coach convinced his team convincingly to push harder in the game. (Antrenör, takımını oyunda daha sıkı çalışmaları konusunda inandırıcı bir şekilde ikna etti.)
  14. The politician’s speech was convincingly delivered to the audience. (Politikacının konuşması, izleyicilere inandırıcı bir şekilde sunuldu.)
  15. The evidence presented by the prosecution was convincingly against the defendant. (Savcılık tarafından sunulan deliller, sanık aleyhinde inandırıcı bir şekildeydi.)
  16. The chef convincingly demonstrated how to cook the dish. (Şef, yemeği nasıl pişireceğini inandırıcı bir şekilde gösterdi.)
  17. The teacher’s explanation was convincingly clear to the students. (Öğretmenin açıklaması, öğrenciler için inandırıcı bir şekilde açıktı.)
  18. The actress convincingly portrayed the emotions of her character. (Aktris, karakterinin duygularını inandırıcı bir şekilde canlandırdı.)
  19. The data
  1. The data convincingly supported the hypothesis. (Veriler, hipotezi inandırıcı bir şekilde destekledi.)
  2. The customer service representative convinced the dissatisfied customer convincingly to give the product another chance. (Müşteri hizmetleri temsilcisi, ürüne bir şans daha vermesi için memnuniyetsiz müşteriyi inandırıcı bir şekilde ikna etti.)

(Türkçe çeviriler kalın ve yeşil renkli olarak yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.