Convenient İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Convenient İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Convenient (Pratik, Uygun)

Convenient kelimesi, işleri kolaylaştıran, kullanışlı ve elverişli anlamlarına gelir. İşte İngilizce örnek cümleler ve Türkçe anlamları:

1. It’s convenient to have a grocery store near my house. (Evimin yakınında bir bakkalın olması pratik.)
2. The hotel’s location is very convenient for travelers. (Otelin konumu, yolculuk yapanlar için çok uygun.)
3. I find it convenient to use my phone’s voice assistant while driving. (Araba kullanırken telefonumun sesli asistanını kullanmak benim için uygun.)
4. The online shopping experience was very convenient. (Online alışveriş deneyimi çok pratikti.)
5. The meeting time is not convenient for me. (Toplantı saati benim için uygun değil.)
6. The gym’s convenient location helps me stay motivated to work out. (Spor salonunun uygun konumu benim egzersiz yapmaya devam etmemi sağlıyor.)
7. The restaurant’s convenient parking lot made it easy for us to find a spot. (Restoranın uygun otoparkı yer bulmamızı kolaylaştırdı.)
8. The hotel offers convenient shuttle service to the airport. (Otel, havalimanına uygun servis hizmeti sunar.)
9. It’s convenient to have a coffee maker in the office break room. (Ofis mutfakta bir kahve makinesinin olması pratiktir.)
10. The store’s convenient return policy makes me more likely to shop there. (Mağazanın uygun iade politikası orada alışveriş yapmamı daha olası hale getiriyor.)
11. The train schedule is very convenient for my commute. (Tren seferleri benim işe gidip gelmem için çok uygun.)
12. The hotel’s convenient location allows us to explore the city easily. (Otelin uygun konumu şehri kolayca keşfetmemizi sağlıyor.)
13. The new parking garage is very convenient for downtown shoppers. (Yeni otopark binası şehir merkezi alışverişçileri için çok uygun.)
14. The online booking process is very convenient and user-friendly. (Online rezervasyon işlemi çok pratik ve kullanıcı dostu.)
15. The store’s convenient hours of operation make it easy for me to shop after work. (Mağazanın uygun işletme saatleri işten sonra alışveriş yapmamı kolaylaştırıyor.)
16. The gym’s convenient locker rooms make it easy to change before and after workouts. (Spor salonunun uygun soyunma odaları, egzersizlerden önce ve sonra değişmek kolaylaştırır.)
17. The hotel’s convenient amenities, like a pool and fitness center, make it a great place to stay. (Otelin havuz ve fitness merkezi gibi uygun olanakları, orada konaklamak için harika bir yer yapar.)
18. The store’s convenient location in the mall makes it easy to find. (Mağazanın alışveriş merkezindeki uygun konumu onu bulmayı kolaylaştırır.)
    19

19. The convenient payment options, like credit card and mobile payment, make shopping hassle-free. (Kredi kartı ve mobil ödeme gibi uygun ödeme seçenekleri alışverişi sorunsuz hale getirir.)
20. The hotel’s convenient business center is great for business travelers. (Otelin uygun iş merkezi, iş seyahatleri için harikadır.)