cengiz aytmatov beyaz gemi kitap özeti

beyaz gemi özeti

beyaz gemi özeti kısa

beyaz gemi kitabının özeti

beyaz gemi kitabının özeti aşağıda verilmiştir ;

Kahramanları:

Çocuk: Millî değerlerinden ve özündeen uzaklaştırılmış, masum çocukları simgelemektedirr Romanda adı söylenmez, sekiz yaşında, anne ve babası tarafından terk edilmiş, dedesiyle yaşayan hayalperest bir çocuk olarak anlatılır
Mümin Dede: Çevresinde ‘Hamarat Mümin, olarak tanınır Romanın kahramanı olan çocuğun dedesidir Aşırı derecede yardımsever, iyi yürekli, sabırlı, yumuşak, minyon tipli yaşlıca bir adamdır
Orazkul: Çirkin, kaba saba, menfaatperest, içkiye aşırı derecede düşkün, aşırı derecede kötü bir insandır Mümin’in kızı Bekey ile evlidir Çocukları olmadığı için her şeye lanet eder ve kısır karısını her gün döver
Bekey Hala: Orozkul’un karısı ve Mümin Dede’nin kızıdır Çocuğu olmadığı için sarhoş kocasından hep dayak yer Bu yüzden çatık kaşlı, asık suratlı ve sinirli bir yapısı vardır
Seydahmet: Orman koruyucularından üçüncüsüdür (Diğer ikisi Orozkul ve Mümin Dede) Tembel, neşeli, ruhsuz, sıradan bîr insandır
Gül cemal: Seydahmet’in karışıdır
Nine: Mümin Dede’nin sonradan evlendiği, ikinci karıoşıdır Tersi yüzü belli olmayan, otoriter, bazen neşeli bazen sionirli olan, maddiyata bağlı bir kadındır
Kulubeg: Maral Ana’nın soyundan geldiği bilincinde olan kamyoncu Çocuğun rüyalarındaki beklenen kahraman Orazkul’dan intikam alacak kişi Her ne kadar Maral Ana’yı kurtarmak için yetişememişse de yazar tarafından bir gün geleceği söylenerek sembolleştirilip kahramanlaştırılan yeni nesil, gençlik ve kahramanlığın karakteri

Beyaz Gemi Özeti

San Taş vadisinde yalnız üç aile oturmaktadır Orman koruyucuların amiri Orozkul ve karısı Bekey’in, Bekey’in baobası Mümin’in ve Seydahmet’in evinden başka yakınlarda bir ev bulunmamaktadır Bu üç evin tek oğlan çocuğu da Müomin’in torunudur
Sıcak bir yaz günü, bu kimsesiz yere bir kaptıkaçtı gelir Her türlü zerzavat satan bu adamı görünce Bekey Teyze, Nione ve Gülcemal hemen heyecanla eşyalara bakmaya başlarolar Alacaklarmış gibi her şeyi karıştırırlar Daha sonra hepsi de teker teker paralarının olmadığını söyleyerek bir şey almaodan evlerine dönerler Kaptıkaçtı sinirlenir Yalnız çocukla koonuşur ve ona şeker verir O sırada, Mümin Dede gelir Cebinodeki uzun zamandır buruşmuş duran parayı torununa çanta almak İçin kullanır Çocuk, buna çok sevinir Çok sevdiği deodesi, ona okula gitmesi için çanta almıştır Çocuk, çantasını Bekey Hala’sına, Gülcemal’e, ninesine gösterir Hepsine artık okula gideceğini söyler Mutluluktan havalarda uçmaktadır Artık dedesinin ona önceden hediye ettiği dürbün kadar sevodiği bir de çantası olmuştur
Çocuk, arkadaşı ve kardeşi hiç olmadığından dürbünü ile konuşmakta, onunla hayallerini paylaşmaktadır Şimdi de üç kişi olduklarını düşünür Dürbünü, çantası ve kendisi Onolarla birlikte Işık Göl’e gider Oradan dürbünle uzaklara bakomakta, akşama doğru gelen beyaz gemiyi dürbünüyle seyretomektedir Beyaz gemi görünmeden önce yine çok uzaklarda olan okuluna bakar Oraya gideceği günün hayalini kurar Bu arada danayı gözden kaçırdığı için bağıran ninesinin sesini duyarak korkar Ninesini unutarak uzaktan gelen beyaz gemiye dalar Büyük bir hayranlık içinde, beyaz köpükler içinde giden gemiyi seyreder Bir balık olup gemiye ulaşma isteği duyar içinde Belki beyaz geminin içinde dedesinden gemici olduğunu öğrendiği babası vardır Dedesi, babasının gemilerode çalıştığını, yeniden evlendiğini, karısı ve çocuklarının her gün onu limanda beklediğini anlatmıştır ona O da balık olup denizde yüzerek beyaz gemiye ulaşma hayali kurar, gemiye “Seni dürbünle izleyen çocuk benim” dedikten sonra babaosına oğlu olduğunu söylemeyi hayal eder Babasına ona deodesinin anlattığı her şeyden, yaşadığı ortamdan bahsetmeyi çok arzulamaktadır Orozkul’un halasını her gün dövdüğünoden, dedesinin bu yüzden kan ağladığından, her geçen gün çöktüğünden bahsetmeyi istemektedir Fakat sonunda, baobasını sahilde bekleyen yeni ailesini düşünür, onu aralarına alıp almama konusuna gelince hayaline son verir Gemi gitotikçe küçülünce, çocuk, dürbün ve çantasını yanına alarak eve gider Avluların ıssızlığından Orozkul’un yine halasını dövdüğünü anlar Akşam olunca, yatacağı zaman çocuk, çantasını nereye koyacağına bir türlü karar veremez En soonunda baş ucuna koyar Yatmadan dedesinin ona anlattığı masalı dinlemek ister Fakat dedesi ona anlatacak durumda değildir Masalı kendi kendine düşünür
Çok eski bir zamanda bir gölün kenarında bir Kırgız oyomağı yaşarmış Adı Yenisey olan bu yere halkı “Enesay” deromiş Enesay’ın çevresinde çok çeşitli uluslar varmış, bunlar sürekli savaşır, hiç insan kalmayana kadar birbirlerini öldü-rürlermiş Bir gün, ormanda bir kuş türemiş “Başınıza bir feolaket gelecek” diye ötermiş bu kuş Bela gecikmemiş
Kırgız ulusu, yaşlı başbuğlarını gömme hazırlıklarına başolamış Hakanı gömme töreni sırasında bir düşman ordusu onları hazırlıksız yakalayarak, bir tek insan kalmayana kadar öldürmüş Yalnız ormanda bir küçük kız ve erkek çocuğu o-lanlardan habersiz meydana geldiklerinde tüm yakınlarının öldürüldüğünü görerek ağlamaya başlamışlar Bir süre sonra, yavruları yeni ölmüş bir geyik ana onları yanına alarak çok uzak bir memlekete, Işık Göl civarına götürmüş Onları her türlü zorluktan korumuş Kız ve erkek büyüyünce evlenmişoler Boynuzlu Maral Ana’nın yardımlarıyla Kırgız ulusunun soyu bu iki kişiden meydana gelmiş Çok mutlu bir yaşamları olmuş; ta ki geyikleri öldürmeye başlayana kadar Geyik ticaoretine başlayan Kırgız soyu Maral Ana’nın küsüp, sonsuza kaodar onları terk etmesine neden olmuş
Dağlara yeniden sonbahar gelmiştir Orozkul önde, Müomin arkada bir kütüğü dağlardan indirmeye çalışmaktadırlar Orozkul, ormanı korumakla görevli olduğu hâlde karşılığını alarak ormandan ağaç kesilmesine izin vermektedir Orozkul, sinirini Mümin’den çıkararak kütüğü indirmeye çalışmaktadır Fakat kütük hareket etmemektedir Kütüğün ırmaktan geçiriolip alıcı kamyona ulaştırılması gerekmektedir Tomruk çok ağırdır Kütüğü zavallı at beraberinde Orozkul’u da sürükleoyerek düşürür Artık olanlara katlanamayan Mümin Dede, toorununun okuldan alınma zamanı geldiğini söyleyerek ilk deofa Orozkul’a baş kaldırır ve onu oracıkta yalnız bırakır Müomin torununun onu beklemesine gönlü razı olmadığı için soonuçlarına katlanarak ilk kez patronu ve damadı olan Oroz-kul’a isyan eder Eve gittiğinde Orozkul’un kimsenin dokunomaya bile cür’et edemediği atına binerek, torununu almaya gider Okula giderken yolda öğretmeninin torununu getirdiğioni görür Çocuk, ağlamaktan gözleri şişmiş bir hâldedir Yoloda dede, torununun gönlünü almaya çalışır Ona geyiklerin tekrar ormana geldiğini, belki Maral Ananın da içlerinde oloduğunu anlatır
Orozkul, eve vardığında içi intikam hisleri ile doludur Sevogili atını da yerinde bulamayınca çılgına döner ve karısı Bekey’i evden kovar, artık “Karım değilsin” der Bekey de Sey-dahmetlere sığınır
Mümin, eve geldiğinde yemek yerlerken nine asık suratla hiç ses çıkarmamaktadır Çocuk kötü bir şeyler döndüğünü anlar Nine, Mümin’e Orozkul’un gönlünü almasını söyler, aksi takdirde işsiz ve aç kalacaklardır Orozkul, Mümin’i ahıroda görünce onu kovduğunu haykırır Çocuğun biraz ateşi çıkomıştır Pencereden geyikleri görür ve dedesinin başına gelenoleri biraz unutur gibi olur ve sevinir Yatağında hasta hasta otururken dedesi, “Beni al da Orozkul’a bir çocuk ver” diye ağlamaktadır
Ev karmakarışıkken Seydahmet bir kamyonla döner Erteosi gün akşam evlerine kış günü uzun zamandır ilk defa birileri gelir Arca vadisinden kuru ot getirmeye giden sürücülerdir bunlar Kamyonları çalışmadığı için onlara sığınmışlardır Akoşam güzel bir sohbet oluşur İçlerinden adı Kulubeg olan gence çocuk çok ısınır Kulubeg ona âdeta bir baba şefkati gösterir Aralarında kısa sürede bir sevgi oluşur Çocuk, onların konuşomalarını Kulubeg’in kucağında dinlerken uyuyakahr
Sabah olduğunda Mümin misafirleri doyurmak için erkenoden kalkar, torununu da yanına alır ve bir tokluyu keserek pioşirirler Yemekler yendikten sonra, sürücüler yola çıkınca çocuk buruk bir hüzün içinde kalakalır Bu arada, misafirlerin olması bir nebze Orozkul’u yatıştırmıştır Dedesinin hâline üzülen çoocuk, aşırı derecede hastalanır, ateşi çıkar Ninesi, her şeyin onun yüzünden olduğunu söyleyerek kaynar sütü zorla içirir
Ertesi gün, Orozkul, Seydahmet ve Koketay adında bir köylü ırmağa takılıp kalan kütüğü çıkarmaya çalışırlar Müomin kendini affettirmek için Orozkul’un peşinde dolanmaktaodır Orozkul, Mümin’i dize getirdiği için çok mutludur Bir süre sonra, geyikleri görürler Bağırmaya başlarlar Öldürüp kiloolarca ete kavuşmak hırsıyla yanıp tutuşurlar Mümin, yalvarır onlara Geyik avının yasak olduğunu, ayrıca onların kutsal olduğunu söyler Fakat Orozkul, geyikleri avlamadıkları takodirde işten atacağını anlatarak tehdit eder Mümin, bütün deoğerlerine, inançlarına rağmen geyiği öldürmek zorunda kalır

Çocuk, midesi bulanık bir hâlde uyanır Dışardan çok ses gelmektedir Dedesini arar Fakat garip bir şeyler olmaktadır Kazanların içinde kilolarca et görür Dedesi de körkütük sarohoştur Onu ilk kez sarhoş görür O şefkatli dedesinin yanına gittiğinde dedesi: “Git başımdan!1′ der Çocuk, samanlığın diobinde geyik ananın kan içinde kesilmiş kafasını görünce eli ayağı buz gibi olur Midesi bulanır, bütün inançları sarsılır Çoocuk, odasında yalnız başına ağlamaya başlar Odadan dışarı çıkmamaya karar verir Fakat dedesini görür aniden Dedesi kesilmiş geyiğin kafasının yanına uzanmış, hiç hareket etmeomekte, duruşu aynı ölü geyiğe benzemektedir Çocuk korkar ve uzaklaşır oradan
Çocuk hayallerindeki gibi balık olmak için ırmağa doğru yürür ve suya kendini bırakır

1 yorum

Emin için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.