Cash-Strapped İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cash-Strapped İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cash-Strapped

Cash-strapped, Türkçe anlamı “nakit sıkışıklığı çeken” anlamına gelir. Bu ifade, finansal zorluklar yaşayan kişi veya kurumları ifade etmek için kullanılır. İşte bu kelimenin kullanıldığı 20 örnek cümle:

  1. Despite being cash-strapped, she managed to pay her bills on time. (Nakit sıkışıklığı çekmesine rağmen, faturalarını zamanında ödemeyi başardı.)
  2. The company is currently cash-strapped and struggling to stay afloat. (Şirket şu anda nakit sıkışıklığı çekiyor ve ayakta kalmak için mücadele ediyor.)
  3. I can’t afford to go on vacation this year because I’m cash-strapped. (Nakit sıkışıklığı çektiğim için bu yıl tatil yapamıyorum.)
  4. The government announced a relief package for cash-strapped small businesses. (Hükümet, nakit sıkışıklığı çeken küçük işletmeler için bir yardım paketi açıkladı.)
  5. The school is cash-strapped and needs donations to fund its programs. (Okul nakit sıkışıklığı çekiyor ve programlarını finanse etmek için bağışlara ihtiyaç duyuyor.)
  6. The athlete had to drop out of the competition because she was cash-strapped. (Sporcu, nakit sıkışıklığı çektiği için yarışmadan çıkmak zorunda kaldı.)
  7. The charity is helping cash-strapped families pay for their groceries. (Hayır kurumu, nakit sıkışıklığı çeken ailelere gıda alışverişlerini ödemeleri konusunda yardımcı oluyor.)
  8. Many people are cash-strapped due to the economic downturn caused by the pandemic. (Pandemi nedeniyle meydana gelen ekonomik durgunluk nedeniyle birçok kişi nakit sıkışıklığı çekiyor.)
  9. The company’s cash-strapped situation has forced it to lay off some employees. (Şirketin nakit sıkışıklığı çeken durumu, bazı çalışanların işten çıkarılmasına neden oldu.)
  10. The city government is providing loans to cash-strapped homeowners for home repairs. (Kent hükümeti, nakit sıkışıklığı çeken ev sahiplerine ev onarımları için kredi sağlıyor.)
  11. The museum is cash-strapped and can’t afford to buy new exhibits. (Müze nakit sıkışıklığı çekiyor ve yeni sergiler alacak kadar parası yok.)
  12. The airline is cash-strapped and is looking for investors to inject capital. (Havayolu şirketi nakit sıkışıklığı çekiyor ve sermaye enjekte etmek için yatırımcı arıyor.)
  13. The government is offering tax incentives to encourage donations to cash-strapped nonprofits. (Hükümet, nakit sıkışıklığı çeken kar amacı gütmeyen kuruluşlara bağış yapmaya teşvik etmek için vergi teşvikleri sunuyor.)
  14. The

university is cash-strapped and has had to cut back on its programs. (Üniversite nakit sıkışıklığı çekiyor ve programlarını kısmak zorunda kaldı.)
15. The company’s cash-strapped situation is a result of mismanagement and overspending. (Şirketin nakit sıkışıklığı çeken durumu, kötü yönetim ve aşırı harcama sonucudur.)

  1. The small business is cash-strapped and is considering applying for a loan. (Küçük işletme nakit sıkışıklığı çekiyor ve bir kredi başvurusu yapmayı düşünüyor.)
  2. The non-profit organization is cash-strapped and relies on donations to keep its doors open. (Kar amacı gütmeyen kuruluş nakit sıkışıklığı çekiyor ve kapılarını açık tutmak için bağışlara bağımlı.)
  3. The artist is cash-strapped and is selling some of her paintings to make ends meet. (Sanatçı nakit sıkışıklığı çekiyor ve geçimini sağlamak için bazı tablolarını satıyor.)
  4. The restaurant is cash-strapped and has had to reduce its menu offerings. (Restoran nakit sıkışıklığı çekiyor ve menü seçeneklerini azaltmak zorunda kaldı.)
  5. The startup is cash-strapped and needs to raise funds to launch its product. (Girişim nakit sıkışıklığı çekiyor ve ürününü piyasaya sürmek için fon toplamak zorunda.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.