Cash-Strapped İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Cash-Strapped
Cash-strapped, Türkçe anlamı “nakit sıkışıklığı çeken” anlamına gelir. Bu ifade, finansal zorluklar yaşayan kişi veya kurumları ifade etmek için kullanılır. İşte bu kelimenin kullanıldığı 20 örnek cümle:
- Despite being cash-strapped, she managed to pay her bills on time. (Nakit sıkışıklığı çekmesine rağmen, faturalarını zamanında ödemeyi başardı.)
- The company is currently cash-strapped and struggling to stay afloat. (Şirket şu anda nakit sıkışıklığı çekiyor ve ayakta kalmak için mücadele ediyor.)
- I can’t afford to go on vacation this year because I’m cash-strapped. (Nakit sıkışıklığı çektiğim için bu yıl tatil yapamıyorum.)
- The government announced a relief package for cash-strapped small businesses. (Hükümet, nakit sıkışıklığı çeken küçük işletmeler için bir yardım paketi açıkladı.)
- The school is cash-strapped and needs donations to fund its programs. (Okul nakit sıkışıklığı çekiyor ve programlarını finanse etmek için bağışlara ihtiyaç duyuyor.)
- The athlete had to drop out of the competition because she was cash-strapped. (Sporcu, nakit sıkışıklığı çektiği için yarışmadan çıkmak zorunda kaldı.)
- The charity is helping cash-strapped families pay for their groceries. (Hayır kurumu, nakit sıkışıklığı çeken ailelere gıda alışverişlerini ödemeleri konusunda yardımcı oluyor.)
- Many people are cash-strapped due to the economic downturn caused by the pandemic. (Pandemi nedeniyle meydana gelen ekonomik durgunluk nedeniyle birçok kişi nakit sıkışıklığı çekiyor.)
- The company’s cash-strapped situation has forced it to lay off some employees. (Şirketin nakit sıkışıklığı çeken durumu, bazı çalışanların işten çıkarılmasına neden oldu.)
- The city government is providing loans to cash-strapped homeowners for home repairs. (Kent hükümeti, nakit sıkışıklığı çeken ev sahiplerine ev onarımları için kredi sağlıyor.)
- The museum is cash-strapped and can’t afford to buy new exhibits. (Müze nakit sıkışıklığı çekiyor ve yeni sergiler alacak kadar parası yok.)
- The airline is cash-strapped and is looking for investors to inject capital. (Havayolu şirketi nakit sıkışıklığı çekiyor ve sermaye enjekte etmek için yatırımcı arıyor.)
- The government is offering tax incentives to encourage donations to cash-strapped nonprofits. (Hükümet, nakit sıkışıklığı çeken kar amacı gütmeyen kuruluşlara bağış yapmaya teşvik etmek için vergi teşvikleri sunuyor.)
- The
university is cash-strapped and has had to cut back on its programs. (Üniversite nakit sıkışıklığı çekiyor ve programlarını kısmak zorunda kaldı.)
15. The company’s cash-strapped situation is a result of mismanagement and overspending. (Şirketin nakit sıkışıklığı çeken durumu, kötü yönetim ve aşırı harcama sonucudur.)
- The small business is cash-strapped and is considering applying for a loan. (Küçük işletme nakit sıkışıklığı çekiyor ve bir kredi başvurusu yapmayı düşünüyor.)
- The non-profit organization is cash-strapped and relies on donations to keep its doors open. (Kar amacı gütmeyen kuruluş nakit sıkışıklığı çekiyor ve kapılarını açık tutmak için bağışlara bağımlı.)
- The artist is cash-strapped and is selling some of her paintings to make ends meet. (Sanatçı nakit sıkışıklığı çekiyor ve geçimini sağlamak için bazı tablolarını satıyor.)
- The restaurant is cash-strapped and has had to reduce its menu offerings. (Restoran nakit sıkışıklığı çekiyor ve menü seçeneklerini azaltmak zorunda kaldı.)
- The startup is cash-strapped and needs to raise funds to launch its product. (Girişim nakit sıkışıklığı çekiyor ve ürününü piyasaya sürmek için fon toplamak zorunda.)
Hemen Yorum Yaz