Carpenter İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Carpenter İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Carpenter (Marangoz) İle İlgili Cümleler

Carpenter, Türkçe’de marangoz anlamına gelir. Marangoz, ahşaptan mobilya, ev eşyası, araç gereç vb. şeyler yapmakla uğraşan kişidir.

  1. The carpenter is building a new cabinet for the kitchen. (Marangoz, mutfak için yeni bir dolap yapıyor.)
  2. He is a skilled carpenter who can make anything out of wood. (O, ahşaptan her şeyi yapabilen yetenekli bir marangoz.)
  3. The carpenter measured the wood before cutting it. (Marangoz, ahşabı kesmeden önce ölçtü.)
  4. She wants to learn carpentry so she can make her own furniture. (Kendi mobilyalarını yapabilmek için marangozluk öğrenmek istiyor.)
  5. The carpenter used a saw to cut the wood into smaller pieces. (Marangoz, ahşabı küçük parçalara ayırmak için testere kullandı.)
  6. He hired a carpenter to build a new deck for his backyard. (Bahçesine yeni bir veranda yapması için bir marangoz tuttu.)
  7. The carpenter sanded the wood to make it smooth. (Marangoz, ahşabı pürüzsüz hale getirmek için zımpara yaptı.)
  8. She watched the carpenter work as he made a rocking chair. (Sallanan bir sandalye yaparken marangozun çalışmasını izledi.)
  9. The carpenter used a hammer to nail the pieces of wood together. (Marangoz, ahşap parçalarını birbirine çakmak için çekiç kullandı.)
  10. He studied carpentry in school and now has his own woodworking business. (Okulda marangozluk okudu ve şimdi kendi marangozluk işi var.)
  11. The carpenter stained the wood to give it a darker color. (Marangoz, ahşaba daha koyu bir renk vermek için boyadı.)
  12. She asked the carpenter to make a bookshelf with built-in cabinets. (Dahili dolapları olan bir kitaplık yapması için marangoza rica etti.)
  13. The carpenter used a chisel to carve intricate designs into the wood. (Marangoz, ahşaba karmaşık tasarımlar kazımak için keski kullandı.)
  14. He became a carpenter because he enjoyed working with his hands. (Elinin becerisiyle çalışmayı sevdiği için marangoz oldu.)
  15. The carpenter repaired the broken chair by replacing the leg. (Marangoz, kırık sandalyeyi bacağı değiştirerek tamir etti.)
  16. She admired the carpenter’s attention to detail as he worked. (Çalışırken marangozun ayrıntılara verdiği önemi takdir etti.)
  17. The carpenter used a router to create a decorative edge on the table. (Marangoz, masanın kenarında dekoratif bir çizgi oluşturmak için freze kullandı.)
  18. He apprenticed with a carpenter to learn the trade. (Mesleği öğren

mek için bir marangozla çıraklık yaptı.)
19. The carpenter built a custom bookcase to fit the client’s specific needs. (Marangoz, müşterinin belirli ihtiyaçlarına uygun özel bir kitaplık yapmıştı.)

  1. She inherited her love for carpentry from her grandfather, who was also a carpenter. (Marangozluk sevgisini dedesinden miras aldı, o da bir marangozdu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.