Careworn İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Careworn İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Careworn Nedir?


Careworn, yorgunluk, endişe ve üzüntü belirtileri gösteren kişi ya da nesneleri tanımlayan bir sıfattır.

Örnek Cümleler:


1. She looked careworn after working overtime every day this week. (Bu hafta her gün fazla mesai yapmış olmasından dolayı, bakışlarından yorgun ve üzgün görünüyordu.)
2. The careworn face of the homeless man tugged at my heartstrings. (Sokakta yaşayan adamın yorgun ve üzgün yüz ifadesi beni içime işledi.)
3. The careworn appearance of the old house gave it a melancholic feel. (Eski evin yorgun görünümü, ona hüzünlü bir hava kattı.)
4. His careworn clothes showed that he had been traveling for days. (Yorgun kıyafetleri, günlerdir seyahat ettiğini gösteriyordu.)
5. She had a careworn expression on her face as she listened to the bad news. (Kötü haberleri dinlerken, yüzünde yorgun bir ifade vardı.)
6. The careworn books on the shelf indicated years of use. (Rafın üzerindeki yorgun kitaplar, yılların kullanımını gösteriyordu.)
7. The careworn look on his face betrayed his worries. (Yüzündeki yorgun ifade, kaygılarını ele verdi.)
8. The careworn garden was in desperate need of some attention. (Yorgun bahçe, biraz ilgiye ihtiyacı vardı.)
9. The careworn horse was clearly exhausted from the long journey. (Yorgun at, uzun yolculuktan açıkça bitkin düşmüştü.)
10. Her careworn hands showed the toll of years of hard work. (Yorgun elleri, yılların zorlu çalışmalarının izlerini taşıyordu.)
11. The careworn expression on the actor’s face added to his convincing portrayal of the character. (Oyuncunun yüzündeki yorgun ifade, karakteri başarılı bir şekilde canlandırmasına yardımcı oldu.)
12. The careworn clothes of the soldiers showed the hardships they had faced during the war. (Askerlerin yorgun kıyafetleri, savaş sırasında karşılaştıkları zorlukları gösterdi.)
13. The careworn furniture in the old house added to its charm. (Eski evdeki yorgun mobilyalar, onun cazibesine katkıda bulundu.)
14. The careworn look in her eyes made me realize how hard she had been working. (Gözlerindeki yorgun ifade, ne kadar zor çalıştığını anlamama sebep oldu.)
15. The careworn expression on the statue gave it a sense of history. (Heykelin yüzündeki yorgun ifade, ona tarih kokan bir hava kattı.)
16. The careworn hands of the pianist showed the

years of practice and dedication. (Piyanistin yorgun elleri, yılların çalışması ve özverisinin izlerini taşıyordu.)
17. The careworn look on his face suggested that he had been through a lot. (Yüzündeki yorgun ifade, çok şey yaşamış olduğunu düşündürdü.)

  1. The careworn building had seen better days, but it still had its charm. (Yorgun binanın daha iyi günleri olmuştu ama hala cazibesi vardı.)
  2. The careworn clothes of the little girl revealed that she didn’t have much. (Küçük kızın yorgun kıyafetleri, çok fazla sahip olmadığını ortaya koydu.)
  3. The careworn expression on the teacher’s face showed that teaching was a demanding job. (Öğretmenin yüzündeki yorgun ifade, öğretmenliğin zorlu bir meslek olduğunu gösterdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.