Caress İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Caress İle İlgili Cümleler
Türkçe Anlamı: okşamak, şefkatle dokunmak
- She gently caressed the baby’s cheek. (O, bebeğin yanaklarını nazikçe okşadı.)
- He caressed his wife’s hair as they watched the sunset. (Güneşin batışını izlerken, karısının saçlarını okşadı.)
- The soft breeze caressed my face. (Hafif esen rüzgar yüzümü okşadı.)
- She caressed the silky fabric of the dress. (O, elbisenin ipek gibi dokusunu okşadı.)
- He caressed the strings of his guitar. (O, gitarın tellerini okşadı.)
- The water caressed the shore. (Suyun dalgaları sahili okşadı.)
- She caressed her cat’s fur. (O, kedisinin tüylerini okşadı.)
- The sun caressed their skin as they lay on the beach. (Plajda uzanırken güneş tenlerini okşadı.)
- He caressed her hand as they walked through the park. (Parkta yürürken elini şefkatle okşadı.)
- The breeze caressed the leaves of the trees. (Esinti ağaçların yapraklarını okşadı.)
- She caressed the pages of her favorite book. (O, favori kitabının sayfalarını okşadı.)
- The soft brush caressed the canvas. (Yumuşak fırça tuvali okşadı.)
- The silk scarf caressed her neck. (İpek eşarp boynunu okşadı.)
- He caressed the smooth surface of the stone. (Düz yüzeyi okşadı.)
- The moonlight caressed the waves of the sea. (Ay ışığı deniz dalgalarını okşadı.)
- She caressed her husband’s face as they embraced. (Kucaklaştıklarında, kocasının yüzünü okşadı.)
- The wind caressed the tall grass in the field. (Rüzgar tarladaki yüksek otları okşadı.)
- She caressed the petals of the flowers in the garden. (Bahçedeki çiçeklerin yapraklarını okşadı.)
- The soft blanket caressed her skin as she snuggled in bed. (Yatağında kıvrılırken, yumuşak battaniye tenini okşadı.)
- He caressed the steering wheel of his car as he drove down the highway. (O, otoyolda arabasının direksiyonunu okşadı.)
Caress İle İlgili Cümleler (Devam)
- The warm sun caressed her face as she lay by the pool. (Havuzun yanında uzanırken, sıcak güneş yüzünü okşadı.)
- She caressed the surface of the lake with her fingertips. (Parmak uçlarıyla gölün yüzeyini okşadı.)
- The cat caressed the owner’s legs. (Kedi sahibinin bacaklarını okşadı.)
- He caressed the edge of the knife with his thumb. (Parmağıyla bıçağın kenarını okşadı.)
- The feather caressed the baby’s cheek. (Tüy bebek yanaklarını okşadı.)
- She caressed her lover’s back as they cuddled on the couch. (Kanepede sarılıp kucaklaştıklarında, sevgilisinin sırtını okşadı.)
- The velvet curtains caressed the floor. (Kadife perdeler yerle temas ederken yüzeye dokunuyorlar gibi bir hissi verdi.)
- He caressed his beard thoughtfully. (Düşünceli bir şekilde sakalını okşadı.)
- The cool breeze caressed her face on a hot summer day. (Sıcak bir yaz gününde serin esen rüzgar yüzünü okşadı.)
- She caressed the statue’s smooth surface. (Heykelin düz yüzeylerini okşadı.)
Türkçe Anlamlarının Özetlenmesi: Caress kelimesi, şefkatli bir dokunuş veya okşama eylemini ifade eder. Bu kelime, insanlar arasında sevgi ve şefkat göstermek için kullanılabilirken, nesnelerin dokunma hissini de yansıtabilir.
Hemen Yorum Yaz