Cardigan İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Cardigan Nedir?
Cardigan, uzun veya kısa kollu, düğmeli ve genellikle yün veya örme kumaştan yapılan bir ceket türüdür.
Örnek Cümleler:
- I love wearing my cozy blue cardigan on cold winter days. (Soğuk kış günlerinde rahat mavi hırkamı giymeyi seviyorum.)
- She wore a gray cardigan with her black pants. (Siyah pantolonuyla gri bir hırka giydi.)
- He always wears his green cardigan to work. (İşe her zaman yeşil hırkasını giyer.)
- The cardigan she wore was made of soft wool. (Giymiş olduğu hırka yumuşak yünden yapılmıştı.)
- My grandmother knitted me a beautiful cardigan for my birthday. (Büyükannem doğum günüm için bana güzel bir hırka ördü.)
- He took off his cardigan and hung it on the coat rack. (Hırkasını çıkardı ve askılığa astı.)
- I need to buy a new cardigan for the fall season. (Sonbahar sezonu için yeni bir hırka almam gerekiyor.)
- She found a vintage cardigan at the thrift store. (İkinci el mağazasında antika bir hırka buldu.)
- He looked handsome in his navy blue cardigan. (Lacivert hırkasıyla yakışıklı görünüyordu.)
- She wrapped her cardigan tightly around her as the wind picked up. (Rüzgarın hızlandığı sırada hırkasını sıkıca sarıldı.)
- The cardigan had a small stain on the sleeve. (Hırkanın kolu ufak bir lekeydi.)
- He put on a cardigan over his pajamas to keep warm. (Üşümeyi önlemek için pijamalarının üzerine bir hırka giydi.)
- She bought a chunky cardigan to wear with leggings. (Lejyonerlerle giymek için iri örgü bir hırka aldı.)
- The cardigan was too small for him, so he gave it to his sister. (Hırka ona küçüktü, bu yüzden kız kardeşine verdi.)
- She found a matching cardigan to go with her dress. (Elbisesiyle gidecek uyumlu bir hırka buldu.)
- He forgot his cardigan at the restaurant and had to go back for it. (Restoranda hırkasını unuttu ve geri gitmek zorunda kaldı.)
- The cardigan had a hood attached to the back. (Hırkanın arkasına bir kapüşon bağlıydı.)
- She folded her cardigan neatly and put it in her suitcase. (Hırkasını düzgünce katlayıp valizine koydu.)
- He unbuttoned his cardigan as he walked into the warm room. (Sıcak odaya girerken hırkasının düğmelerini çözdü.)
- She wore a cardigan with elbow patches, giving it a vintage look. (Diriği
Türkçe Karşılıklı Örnek Cümleler:
- Soğuk kış günlerinde rahat mavi hırkamı giymeyi seviyorum. (I love wearing my cozy blue cardigan on cold winter days.)
- Siyah pantolonuyla gri bir hırka giydi. (She wore a gray cardigan with her black pants.)
- İşe her zaman yeşil hırkasını giyer. (He always wears his green cardigan to work.)
- Giymiş olduğu hırka yumuşak yünden yapılmıştı. (The cardigan she wore was made of soft wool.)
- Büyükannem doğum günüm için bana güzel bir hırka ördü. (My grandmother knitted me a beautiful cardigan for my birthday.)
- Hırkasını çıkardı ve askılığa astı. (He took off his cardigan and hung it on the coat rack.)
- Sonbahar sezonu için yeni bir hırka almam gerekiyor. (I need to buy a new cardigan for the fall season.)
- İkinci el mağazasında antika bir hırka buldu. (She found a vintage cardigan at the thrift store.)
- Lacivert hırkasıyla yakışıklı görünüyordu. (He looked handsome in his navy blue cardigan.)
- Rüzgarın hızlandığı sırada hırkasını sıkıca sarıldı. (She wrapped her cardigan tightly around her as the wind picked up.)
- Hırkanın kolu ufak bir lekeydi. (The cardigan had a small stain on the sleeve.)
- Üşümeyi önlemek için pijamalarının üzerine bir hırka giydi. (He put on a cardigan over his pajamas to keep warm.)
- Lejyonerlerle giymek için iri örgü bir hırka aldı. (She bought a chunky cardigan to wear with leggings.)
- Hırka ona küçüktü, bu yüzden kız kardeşine verdi. (The cardigan was too small for him, so he gave it to his sister.)
- Elbisesiyle gidecek uyumlu bir hırka buldu. (She found a matching cardigan to go with her dress.)
- Restoranda hırkasını unuttu ve geri gitmek zorunda kaldı. (He forgot his cardigan at the restaurant and had to go back for it.)
- Hırkanın arkasına bir kapüşon bağlıydı. (The cardigan had a hood attached to the back.)
- Hırkasını düzgünce katlayıp valizine koydu. (She folded her cardigan neatly and put it in her suitcase.)
- Sıcak odaya girerken hırkasının düğmelerini çözdü. (He unbuttoned his cardigan as he walked into the warm room.)
- Diriği derileriyle giyerek, antika bir görünüm kazandırdığı hırkasını giydi. (She wore a cardigan with elbow patches, giving it a vintage look.)
Hemen Yorum Yaz