Caparison İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Caparison İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Caparison Nedir?


Caparison, bir hayvanın üzerine giydirilen özellikle savaş zamanında kullanılan bir çeşit örtüdür. Genellikle atlar için kullanılsa da diğer hayvanlar için de kullanılabilir.

Örnek Cümleler:


1. The knight’s horse was dressed in a beautiful caparison for the jousting tournament. (Şövalyenin atı, dövüş turnuvası için güzel bir kaparison giydi.)
2. The caparison on the elephant was adorned with beautiful designs and colors. (Filin kaparisonu, güzel tasarımlar ve renklerle süslenmişti.)
3. The soldiers quickly adorned their horses with caparisons before heading into battle. (Askerler, savaşa gitmeden önce atlarını hızlıca kaparisonlarla süslediler.)
4. The queen’s horse wore a caparison made of the finest silk and adorned with jewels. (Kraliçenin atı, en iyi ipekten yapılmış ve mücevherlerle süslenmiş bir kaparison giyiyordu.)
5. The caparison on the bull was a bright red color, making it stand out from the other animals. (Boğanın kaparisonu parlak kırmızı bir renkteydi, diğer hayvanlardan ayrıştırıyordu.)
6. The stable hand carefully removed the caparison from the horse and hung it up to dry. (Ahır elemanı, atın kaparisonunu dikkatlice çıkardı ve kurumaya asmak üzere duvara astı.)
7. The caparison was embroidered with intricate designs that took months to create. (Kaparison, oluşturulması aylar süren karmaşık tasarımlarla işlenmişti.)
8. The king’s favorite horse always wore a caparison with his coat of arms emblazoned on it. (Kralın favori atı her zaman kaparisonunda arması olan bir kaparison giyerdi.)
9. The caparison on the camel protected it from the harsh desert sun. (Deve üzerindeki kaparison, sert çöl güneşinden koruyordu.)
10. The caparisoned elephants carried the royal family through the streets during the parade. (Kaparison giymiş filler, geçit töreni sırasında kraliyet ailesini sokaklarda taşıdı.)
11. The caparison was so heavy that the horse had difficulty moving. (Kaparison o kadar ağırdı ki atın hareket etmesi zorlaştı.)
12. The caparison on the war horse was designed to intimidate the enemy. (Savaş atı üzerindeki kaparison, düşmanı korkutmak için tasarlandı.)
13. The caparison on the donkey was made of simple cotton fabric, as it was only used for light work. (Eşeğin kaparisonu, sade pamuk kumaştan yapılmıştı, çünkü sadece hafif işlerde kullanılıyordu.)
14. The caparisoned horses stood still as the knights

prepared for battle. (Kaparison giymiş atlar, şövalyeler savaşa hazırlanırken hareketsiz durdu.)
15. The caparison on the war elephant was reinforced with metal to protect it from enemy arrows. (Savaş filinin kaparisonu, düşman oklarından korunmak için metalle güçlendirilmişti.)

  1. The caparisoned horses paraded around the arena, showing off their ornate decorations. (Kaparison giymiş atlar, arenada süslü süsleri göstererek geçit yaptı.)
  2. The wealthy merchant’s horse wore a caparison of fine leather, adorned with gold buckles. (Zengin tüccarın atı, altın toka ile süslenmiş kaliteli deriden yapılmış bir kaparison giydi.)
  3. The caparisoned oxen pulled the heavy wagon through the muddy fields. (Kaparison giymiş öküzler, ağır arabayı çamurlu tarlalardan çekti.)
  4. The caparison on the warhorse was designed to protect it from enemy swords and arrows. (Savaş atı üzerindeki kaparison, düşman kılıçlarından ve oklarından korunmak için tasarlandı.)
  5. The caparisoned horses were the highlight of the parade, with their bright colors and intricate designs. (Kaparison giymiş atlar, parlak renkleri ve karmaşık tasarımlarıyla geçit töreninin en önemli kısmıydı.)

(Türkçe çevirileri de bold ve yeşil renkte gösterilmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.