Günümüzde teknoloji ile birlikte bilgi birikiminin gelişmesi sonucunda artık fizik dalı da eski önemini yitirmeye başlamıştır. Silikon ile bilgisayar yapımını sağlayan, atomu parçalanmasına öncü olan Fizik alanı günümüzde yerini biyoteknoloji dalına bırakmıştır.
Günümüzde her ne kadar biyoteknoloji fizik dalının önüne geçiyor ise de temelde bu dal Fizik alanının desteği ile çalışmalarını sürdürmektedir.
Fizik ile dayanışmalı olarak çalışmalarını devam ettiren ve bilim alanında çığır açan biyoteknoloji alanı insan ırkı ve hastalıkların tedavisi konularında fizik alanından çok fazla destek almamaktadır. Çünkü genetik bilimi konusunda biyoteknoloji kendisini daha geliştirmiş durumdadır. İnsan ırkı sayesinde biyoteknoloji dalının çalışmaları ile de insan DNA’sında 3 milyar çift kimyasal kod barındıran 100 bin genin olduğu bilgisine ulaşmıştır.
Biyoteknoloji alanı sayesinde gelecek yıllarda yaşayacak olan nesiller dünyaya getirecekleri çocukların cinsiyetlerini, davranışlarını ve hatta zekalarını bile önceden belirleyebilecekler. Ayrıca biyoteknoloji alanı sayesinde önümüzdeki yıllarda insanların kendilerini kopyalayabilecekleri ya da çok beğendikleri bir şeyin tüm niteliklerini embriyolara nakledebilecekleri öngörülmektedir.
Biyoteknoloji alanının gelişim seviyesine bakarak önümüzdeki yüzyılda insanların yaşam standartlarını ve şekillerini kendilerinin düzenleyebileceklerini söylememiz mümkündür.
Biyoteknoloji kavramı ilk defa 1919 senesinde Ereky tarafından kullanılan bir kavramdır. Biyoloji ve teknoloji gelişmeleri biyoteknoloji alanındaki gelişmeleri de şüphesiz geliştirmeye başlamıştır. Bu nedenle de biyoteknoloji en önemli bilim dallarından birisi haline gelmiştir.
Biyoteknoloji Nedir Kısaca Bahsettiğimiz Yazımız Hakkındaki Yorum ve Görüşlerinizi Aşağıdaki Yorum Kısmından Hemen Bize Yazın.
Hemen Yorum Yaz