Bilious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bilious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bilious Nedir?

Bilious, genellikle mide asidinin fazla salgılanması nedeniyle oluşan bulantı, kusma ve mide ağrısı gibi semptomları ifade eden tıbbi bir terimdir.

Örnek Cümleler:

1. I woke up feeling bilious this morning, I think I ate something bad last night. (Bu sabah bilious hissederek uyandım, sanırım dün gece kötü bir şey yedim.)
2. She couldn’t attend the meeting because she was feeling bilious. (Bilious hissettiği için toplantıya katılamadı.)
3. The patient complained of bilious attacks after eating fried foods. (Hasta, kızarmış yiyecekler yedikten sonra bilious nöbetleri geçirdiğinden şikayet etti.)
4. The biliousness persisted even after taking the prescribed medication. (Reçeteli ilaçları almasına rağmen biliousness devam etti.)
5. I always feel bilious when I’m on a long car journey. (Uzun bir araba yolculuğundayken her zaman bilious hissederim.)
6. The bilious taste of the medicine made it difficult to swallow. (İlacın bilious tadı yutmakta zorluk çıkardı.)
7. She experienced biliousness during her first trimester of pregnancy. (İlk trimesterinde hamilelik sırasında biliousness yaşadı.)
8. The doctor prescribed some antacids for his bilious symptoms. (Doktor, bilious semptomları için bazı antasitler reçete etti.)
9. The smell of the food made her feel bilious. (Yiyecek kokusu onu bilious hissettirdi.)
10. His biliousness was so severe that he had to be hospitalized. (Biliousness’ı o kadar şiddetliydi ki hastaneye kaldırıldı.)
11. He felt a wave of biliousness wash over him after drinking too much alcohol. (Çok fazla alkol içtikten sonra üzerine bir dalga gibi biliousness hissetti.)
12. The biliousness subsided after she took a few deep breaths. (Birkaç derin nefes aldıktan sonra biliousness azaldı.)
13. The child was feeling bilious after eating too much candy. (Çok fazla şeker yedikten sonra çocuk bilious hissetti.)
14. His biliousness prevented him from enjoying the amusement park rides. (Biliousness’ı, eğlence parkı gezintilerinin tadını çıkarmasını engelledi.)
15. The nurse suggested he drink some ginger tea to help alleviate his bilious symptoms. (Hemşire, bilious semptomlarını hafifletmeye yardımcı olmak için zencefil çayı içmesini önerdi.)
16. Biliousness can be a side effect of certain medications. (Biliousness, bazı ilaçların yan etkisi olabilir.)
17. She felt better after vomiting, as her biliousness had subsided. (Biliousness azaldığı için kusunca daha iyi hissetti.)
18. The chef apologized for the bilious

flavors in the dish and offered to make something else. (Şef, yemeğin içindeki bilious tatlar için özür diledi ve başka bir şey yapmayı teklif etti.)
19. The doctor recommended that she avoid fatty foods to prevent biliousness. (Doktor, biliousness’ı önlemek için yağlı yiyeceklerden kaçınmasını önerdi.)

20. The biliousness was so intense that she had to lie down and rest for a while. (Biliousness o kadar şiddetliydi ki bir süre yatıp dinlenmek zorunda kaldı.)

(Türkçe karşılıklar parantez içinde verilmiştir.)