Be Strange Bedfellows İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Be Strange Bedfellows İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Be Strange Bedfellows Nedir?

Be Strange Bedfellows, Türkçe karşılığı “tuhaf yatak arkadaşları olmak” olan bir deyimdir. İki farklı kişi, grup ya da şeyin beklenmedik bir şekilde bir araya gelmesi durumunu ifade eder. Bu iki kişi, grup ya da şey genellikle birlikte olmayacakları düşünülen bir durumda bir araya gelirler.

Örnek cümleler:

1. It’s strange to see those two people working together, they are strange bedfellows. (Bu iki kişinin birlikte çalıştığını görmek tuhaf, onlar tuhaf yatak arkadaşları.)
2. The environmentalist and the oil company make strange bedfellows, but they are working on a joint project. (Çevreci ve petrol şirketi tuhaf yatak arkadaşlarıdır, ancak ortak bir proje üzerinde çalışıyorlar.)
3. It’s strange how politics can make strange bedfellows. (Politikanın nasıl tuhaf yatak arkadaşları yaratabildiği tuhaf.)
4. The idea of a vegan and a butcher being business partners seems like strange bedfellows. (Vegan birinin ve bir kasabın iş ortağı olması fikri tuhaf yatak arkadaşları gibi görünüyor.)
5. It’s interesting how a liberal and a conservative can be strange bedfellows when it comes to certain issues. (Belirli konularda bir liberal ve bir muhafazakarın nasıl tuhaf yatak arkadaşları olabileceği ilginçtir.)
6. The comedian and the politician may seem like strange bedfellows, but they both have a passion for helping others. (Komedyen ve politikacı tuhaf yatak arkadaşları gibi görünebilir, ancak ikisi de başkalarına yardım etme konusunda tutkulu.)
7. It’s strange that a football team and a ballet company are sponsoring the same event, but they make strange bedfellows. (Bir futbol takımının ve bale şirketinin aynı etkinliği desteklemesi tuhaf, ancak tuhaf yatak arkadaşları yapıyorlar.)
8. The CEO and the janitor may seem like strange bedfellows, but they are both important members of the company. (CEO ve temizlik görevlisi tuhaf yatak arkadaşları gibi görünebilir, ancak her ikisi de şirketin önemli üyeleridir.)
9. It’s strange how a love of dogs can make strange bedfellows out of people from different walks of life. (Köpeklerle ilgili bir sevginin, farklı hayat tarzlarından insanları tuhaf yatak arkadaşları yapabileceği tuhaf.)
10. The artist and the scientist are strange bedfellows, but they both share a curiosity about the world. (Sanatçı ve bilim adamı tuhaf yatak arkadaşları, ancak ikisi de dünya hakkında bir merak paylaşıyorlar.)
11. It’s strange how a natural disaster can make strange bedfellows out of people who normally wouldn’t

work together. (Normalde birlikte çalışmayacak insanları tuhaf yatak arkadaşları yapabilen doğal afetlerin tuhaf bir yanı var.)
12. The vegetarian and the butcher may seem like strange bedfellows, but they are both interested in promoting sustainable food practices. (Vejetaryen ve kasap tuhaf yatak arkadaşları gibi görünebilir, ancak ikisi de sürdürülebilir gıda uygulamalarını teşvik etmekle ilgileniyor.)

13. It’s strange how a shared love of music can make strange bedfellows out of people who are otherwise very different. (Farklı olan insanları bir araya getirebilecek ortak bir müzik sevgisinin tuhaf bir yönü var.)
14. The CEO and the union leader may seem like strange bedfellows, but they are both invested in the success of the company. (CEO ve sendika lideri tuhaf yatak arkadaşları gibi görünebilir, ancak ikisi de şirketin başarısına yatırım yapmaktadır.)
15. It’s strange how a common enemy can make strange bedfellows out of people who normally wouldn’t get along. (Normalde anlaşamayacak insanları tuhaf yatak arkadaşları yapabilen ortak bir düşmanın tuhaf bir yanı var.)
16. The musician and the mathematician may seem like strange bedfellows, but they both appreciate patterns and structure. (Müzisyen ve matematikçi tuhaf yatak arkadaşları gibi görünebilir, ancak ikisi de desenlere ve yapıya değer veriyor.)
17. It’s strange how a shared love of sports can make strange bedfellows out of people who are otherwise very different. (Farklı olan insanları bir araya getirebilecek ortak bir spor sevgisinin tuhaf bir yönü var.)
18. The politician and the activist may seem like strange bedfellows, but they are both passionate about creating positive change. (Politikacı ve aktivist tuhaf yatak arkadaşları gibi görünebilir, ancak ikisi de olumlu değişim yaratmaya tutkulu.)
19. It’s strange how a common goal can make strange bedfellows out of people who normally wouldn’t work together. (Normalde birlikte çalışmayacak insanları tuhaf yatak arkadaşları yapabilen ortak bir hedefin tuhaf bir yanı var.)
20. The billionaire and the environmentalist may seem like strange bedfellows, but they both want to create a sustainable future. (Milyarder ve çevreci tuhaf yatak arkadaşları gibi görünebilir, ancak ikisi de sürdürülebilir bir gelecek yaratmak istiyor.)