Be Short Of İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Be Short Of İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Be short of kelimesinin Türkçe anlamı:

Bir şeyden yeteri kadar olmamak, eksik olmak anlamına gelir.

Örnek cümleler:

1. I am short of money this month, so I can’t afford to go on vacation. (Bu ay para eksik, bu yüzden tatil yapacak durumda değilim.)
2. The restaurant is short of staff, so they’re looking to hire more employees. (Restoranın personel eksik, bu yüzden daha fazla çalışan arıyorlar.)
3. The team was short of players, so they had to forfeit the game. (Takım oyuncu eksikti, bu yüzden maçtan çekilmek zorunda kaldılar.)
4. She’s short of breath after climbing all those stairs. (Tüm o merdivenleri çıktıktan sonra nefesi yetmiyor.)
5. The company is short of funds to continue the project. (Şirket projeye devam etmek için yeterli fonlara sahip değil.)
6. Our team is short of time to finish the project by the deadline. (Ekibimiz, proje için belirlenen son tarih kadar zamanı yetiştiremiyor.)
7. She’s short of experience for the job. (İş için deneyimi yeterli değil.)
8. The city is short of housing for its growing population. (Şehir, nüfusunun artması nedeniyle konut eksikliği yaşıyor.)
9. The recipe is short of salt, so you may need to add more. (Tarifte tuz eksik, bu yüzden daha fazlasını eklemeniz gerekebilir.)
10. The film was short of being a masterpiece. (Film bir başyapıt olmaktan kısa kaldı.)
11. The school is short of supplies for the students. (Okul, öğrenciler için gereken malzemelerden eksik.)
12. The team was short of energy in the second half. (Takım, ikinci

    yarıda enerji yetmezliği yaşadı.)

13. The garden is short of water, so the plants are wilting. (Bahçe su eksikliği yaşıyor, bu yüzden bitkiler soluyor.)
14. The store is short of inventory, so they can’t fulfill all the orders. (Mağaza, tüm siparişleri yerine getiremediği için stokta eksiklik yaşıyor.)
15. The book is short of being a classic. (Kitap, bir klasik olmaktan bir adım uzak.)
16. The machine is short of power to operate. (Makine, çalışması için gerekli olan güçten eksik.)
17. The hotel is short of rooms for the weekend. (Otel, hafta sonu için oda yetersizliği yaşıyor.)
18. The singer was short of hitting the high note. (Şarkıcı yüksek notayı tam vuramadı.)
19. The car is short of gas, so we need to fill up the tank. (Araba, benzin eksikliği yaşıyor, bu yüzden deposunu doldurmamız gerekiyor.)
20. The painting is short of being finished. (Tablo, tamamlanmaktan kısa kaldı.)