Be Out Of Step With İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Be Out Of Step With İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Be Out Of Step With Nedir?

Be out of step with, bir şeyle uyuşmamak, farklı düşünmek veya uygulamak anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. He is out of step with the rest of the team and never agrees with their decisions. (O, takımın geri kalanıyla uyumlu değil ve kararlarına asla katılmıyor.)

2. She was out of step with her classmates, preferring to study alone. (Sınıf arkadaşlarından farklı bir tutum sergiliyordu, yalnız çalışmayı tercih ediyordu.)

3. They are out of step with modern fashion trends and prefer to dress in vintage styles. (Onlar, modern moda trendlerine uyum sağlamıyor ve eski tarz kıyafetler giymeyi tercih ediyorlar.)

4. The company’s outdated policies are out of step with the industry’s best practices. (Şirketin güncelliğini yitirmiş politikaları, sektörün en iyi uygulamalarıyla uyuşmuyor.)

5. The politician’s views were out of step with his party’s platform, leading to his resignation. (Siyasetçinin görüşleri, partisinin platformuyla uyumlu değildi ve istifasına yol açtı.)

6. Her decision to pursue a career in art was out of step with her family’s expectations. (Sanat alanında kariyer yapma kararı, ailesinin beklentileriyle uyuşmuyordu.)

7. The school’s curriculum was out of step with the needs of the students, leading to poor academic performance. (Okulun müfredatı, öğrencilerin ihtiyaçlarıyla uyumlu değildi ve başarısız akademik performansa yol açtı.)

8. The company’s marketing strategy is out of step with current consumer trends. (Şirketin pazarlama stratejisi, güncel tüketici trendleriyle uyuşmuyor.)

9. The team’s performance was out of step with their coach’s expectations, leading to a stern lecture. (Takımın performansı, antrenörlerinin beklentileriyle uyuşmuyordu ve sert bir konuşmaya yol açtı.)

10. The writer’s style was out of step with

    traditional literary conventions, but was praised for its innovation. (Yazarın tarzı, geleneksel edebi kurallarla uyuşmuyordu ancak yeniliği nedeniyle övüldü.)

11. The politician’s views were out of step with the majority of voters, resulting in a loss in the election. (Siyasetçinin görüşleri, çoğu seçmenin görüşleriyle uyuşmuyordu ve seçimde kaybetmesine neden oldu.)

12. His unconventional teaching methods were out of step with the school’s standard curriculum, but proved to be effective. (Onun geleneksel olmayan öğretim yöntemleri, okulun standart müfredatıyla uyuşmuyordu ama etkili olduğu kanıtlandı.)

13. The company’s product line is out of step with consumer demand, leading to decreased sales. (Şirketin ürün yelpazesi, tüketicilerin talebiyle uyuşmuyor ve satışların azalmasına neden oluyor.)

14. The politician’s policies were out of step with the country’s economic realities, causing public outrage. (Siyasetçinin politikaları, ülkenin ekonomik gerçekleriyle uyuşmuyordu ve halkta öfkeye neden oldu.)

15. The team’s approach was out of step with the game plan, leading to a loss. (Takımın yaklaşımı, oyun planıyla uyuşmuyordu ve mağlubiyete neden oldu.)

16. The artist’s work is out of step with contemporary art trends, but has gained a following for its unique style. (Sanatçının eserleri, çağdaş sanat trendleriyle uyuşmuyor ancak eşsiz tarzı nedeniyle takipçi kazanıyor.)

17. The athlete’s training regimen is out of step with current sports science practices, but has led to impressive results. (Sporcunun antrenman programı, güncel spor bilimi uygulamalarıyla uyuşmuyor ancak etkileyici sonuçlara yol açıyor.)

18. The company’s management style is out of step with employee needs, leading to high turnover rates. (Şirketin yönetim tarzı, çalışanların ihtiyaçlarıyla uyuşmuyor ve yüksek bir işten çıkma oranına neden oluyor.)

19. The singer’s genre is out of step with current music trends,