Be İnherent İn Something İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Be İnherent İn Something İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Inherent ne demek?


Inherent, bir şeyin doğal, kalıtımsal ya da kaçınılmaz özellikleriyle var olan, içsel olan anlamına gelir.

  1. The love of adventure is inherent in human nature. (Macera sevgisi insan doğasında içkindir.)
  2. Respect for authority is inherent in the military culture. (Otoriteye saygı askeri kültürün içinde doğal olarak var olan bir özelliktir.)
  3. The ability to learn from experience is inherent in human beings. (Tecrübelerden öğrenme yeteneği insanlarda doğuştan gelir.)
  4. Creativity is inherent in artists. (Yaratıcılık sanatçıların içinde doğuştan vardır.)
  5. A sense of humor is inherent in some people. (Bazı insanlarda mizah duygusu içkindir.)
  6. The risks are inherent in this business. (Bu işte riskler kaçınılmazdır.)
  7. The potential for conflict is inherent in any relationship. (Her ilişkide çatışma potansiyeli doğal olarak vardır.)
  8. The problem of corruption is inherent in politics. (Yolsuzluk sorunu siyasette içkin bir sorundur.)
  9. The beauty of nature is inherent in the world around us. (Doğanın güzelliği etrafımızdaki dünyada içkindir.)
  10. The ability to communicate is inherent in language. (İletişim kurabilme yeteneği dilde içkindir.)
  11. The desire for freedom is inherent in all human beings. (Özgürlük arzusu tüm insanlarda doğal olarak vardır.)
  12. The capacity for love is inherent in every person. (Sevgi kapasitesi her insanın içinde vardır.)
  13. The complexity of human emotions is inherent in our biology. (İnsan duygularının karmaşıklığı biyolojimizde içkindir.)
  14. The risks of technological progress are inherent in its nature. (Teknolojik ilerlemenin riskleri doğası gereği içkindir.)
  15. The potential for error is inherent in any system. (Her sistemde hata potansiyeli doğal olarak vardır.)
  16. The importance of education is inherent in the growth of a society. (Eğitimin önemi bir toplumun gelişiminde içkindir.)
  17. The danger of addiction is inherent in the use of drugs. (Bağımlılık tehlikesi, uyuşturucu kullanımında içkindir.)
  18. The responsibility for one’s actions is inherent in being an adult. (Bir yetişkin olmanın sorumluluğu, kendi eylemlerinde içkindir.)
  19. The power of music is inherent in its ability to evoke emotions. (Müziğin gücü, duyguları harekete geçirme yeteneğinde içkindir.)
  20. The concept of time is inherent in human consciousness. (Zaman kavramı insan bilincinde içkindir.)
  1. The risk of injury is inherent in extreme sports. (Aşırı sporlarda yaralanma riski doğal olarak vardır.)
  2. The potential for misunderstanding is inherent in language barriers. (Dil engellerinde yanlış anlama potansiyeli içkindir.)
  3. The importance of nutrition is inherent in maintaining good health. (Sağlıklı kalmak için beslenmenin önemi doğal olarak vardır.)
  4. The problem of pollution is inherent in industrialization. (Kirlilik sorunu, endüstrileşmenin içkin bir sorunudur.)
  5. The capacity for self-reflection is inherent in personal growth. (Kişisel gelişimde öz-yansıtma kapasitesi doğal olarak vardır.)
  6. The potential for conflict is inherent in competing interests. (Çıkar çatışması doğal olarak çatışma potansiyeline sahiptir.)
  7. The risk of failure is inherent in any entrepreneurial endeavor. (Her girişimde başarısızlık riski doğal olarak vardır.)
  8. The concept of fairness is inherent in the idea of justice. (Adalet kavramında, adil olma fikri içkindir.)
  9. The danger of wildfires is inherent in hot and dry weather conditions. (Orman yangınları tehlikesi, sıcak ve kuru hava koşullarında doğal olarak vardır.)
  10. The capacity for change is inherent in the human spirit. (İnsan ruhunda değişim kapasitesi doğal olarak vardır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.