Be İn Limbo İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Be İn Limbo İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Be İn Limbo

Be in Limbo Türkçe’de “belirsizlik içinde olmak” anlamına gelir. Kişi veya durumun ne yöne gideceği, sonucunun ne olacağı konusunda kesin bir bilgi yoktur.

Örnek cümleler:

  1. After submitting my application, I was in limbo waiting for a response. (Başvurumu gönderdikten sonra cevap beklerken belirsizlik içinde kaldım.)
  2. The company’s future is in limbo after the CEO’s sudden resignation. (CEO’nun ani istifası sonrası şirketin geleceği belirsizliğe düştü.)
  3. I feel like I’m in limbo waiting for my test results. (Test sonuçlarımı beklerken kendimi belirsizlik içinde hissediyorum.)
  4. The negotiations between the two countries are in limbo due to disagreements. (İki ülke arasındaki görüşmeler anlaşmazlıklar nedeniyle belirsizliğe düştü.)
  5. He was in limbo about whether to accept the job offer or not. (İş teklifini kabul etmek konusunda belirsizlik içindeydi.)
  6. The project is in limbo until we get approval from the client. (Müşteriden onay alana kadar proje belirsizliğe düştü.)
  7. The team is in limbo because the coach resigned unexpectedly. (Antrenörün beklenmedik istifası nedeniyle takım belirsizlik içinde kaldı.)
  8. The stock market is in limbo as investors wait for news on the economy. (Yatırımcılar ekonomiyle ilgili haberleri beklerken hisse senedi piyasası belirsizliğe düştü.)
  9. The students are in limbo as they wait to hear back from colleges. (Öğrenciler üniversitelerden haber beklerken belirsizlik içinde kaldılar.)
  10. The relationship was in limbo until they finally decided to break up. (İlişki, sonunda ayrılmaya karar verinceye kadar belirsizlik içinde kaldı.)
  11. The project is still in limbo due to funding issues. (Finansman sorunları nedeniyle proje hala belirsizlik içinde.)
  12. The case is in limbo as the judge considers the evidence. (Hakim kanıtları değerlendirirken davalar belirsizlik içinde kaldı.)
  13. The team was in limbo after their star player got injured. (Yıldız oyuncuları sakatlandıktan sonra takım belirsizlik içinde kaldı.)
  14. The future of the company is in limbo until they find a new CEO. (Yeni bir CEO bulana kadar şirketin geleceği belirsizliğe düştü.)
  15. The construction project is in limbo until the city approves the plans. (Belediye planları onaylayana kadar inşaat projesi belirsizlik içinde.)
  16. The election results left the country in limbo. (Seçim sonuçları ülkeyi belirsizliğe dü

şürdü.)
17. The team’s playoff hopes were in limbo until the last game of the season. (Sezonun son maçına kadar takımın playoff umutları belirsizliğe düştü.)

  1. The merger is in limbo as the companies negotiate terms. (Şirketler anlaşma koşullarını görüşürken birleşme belirsizliğe düştü.)
  2. The future of the project is in limbo until the funding is secured. (Finansman güvence altına alınana kadar proje belirsizlik içinde.)
  3. The family was in limbo as they waited for news on their missing loved one. (Kayıp sevdiklerinden haber beklerken aile belirsizlik içinde kaldı.)

(Not: Örnek cümleler İngilizce olarak yazılmış ve kalın mavi renkte belirtilmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.