Bayramilik Nedir Hakkında Bilgi

Bayramilik Hakkında Bilgi, Bayramilik Nedir

Bayramilik, Hacı Bayram Veli’nin kurdu­ğu tarikattır. Hem Hz. Ebubekir’e ulaşan Sıddıki silsileye, hem de Hz. Ali’ye ulaşan Alevi silsileye sahip olan Bayramilik, Nakşibendilik ile Halvetilik arası bir tarikat sayılır. Bununla birlikte Şii-Batıni özellikle­ri ağır basan Halveti-Safevi uzantısı bir tarikat olduğu görüşü daha sağlam temelle­re dayanır.

Bayramiliğin temel ilkesi, vahdet-i vücud (varlığın birliği) inancıdır. Tevhidin (birle­me) yeni bir yorumlanış biçimi demek olan bu inanç, öbür tarikatlarda sülük (iç yolculuk) sonunda ulaşılan bir gerçek ol­duğu halde, Bayramilikte yolun başlangıç şartıdır. Hacı Bayram Veli’nin “bilmek”, “bulmak”, “olmak” adını verdiği üç aşama­da bu tevhid inancı “oluş” (gerçeklik) durumuna getirilir. Birinci aşamada sâlik (yolcu) dünyadaki bütün fiil ve hareketleri yalnız Tanrı’dan bilir. Buna tevhid-i ef’al (fiillerin birlenmesi), fenayı efal (Tanrı fiillerinde yok olma) ve ilme’l-yakin (kanıt­lara dayalı kesin bilgi) gibi adlar verilir. İkinci aşamada yolcu bütün fiil ve hareketle­rin kaynağının Tanrı’nm sıfatları olduğunu kavrar. Fiillerin Tann sıfatlarının yansıma­larından, tecellilerinden başka bir şey olma­dığını düşünür. Buna tevhid-i sıfat (sıfatların birlenmesi), fenayı sıfat (Tanrı sıfatla- nnda yok olma) ve ayne’l-yakin (doğrudan gözleme dayalı kesin bilgi) gibi adlar verilir. Üçüncü aşamada yolcu, sıfatların Tanrı zatının yansımaları, tecellileri olduğunu kavrayarak gerçek varlığın bir olduğu sonu­cuna ulaşır. Evrende görülen, ortaya çıkan her varlık, Tanrı’nın ilminde bulunan ayan-ı sabitenin (sabit gerçeklikler) yansımasın­dan, dışlaşmasından başka bir şey değildir.

Bayramiler başlangıçta Safeviler gibi 12 dilimli kızıl tac (başlık) giyerken, sonraları Erdebil şeyhlerinden uzaklaşarak altı dilimli beyaz tac giymişlerdir. Bayrami halifeleri ise bal rengi tac kullanırlardı. Tac üzerinde bulunan beyaz keçeden birbiri içkideki üç daire, tevhidin üç aşamasını simgelerdi.

Bayramilikte temel olarak cehri (açık) zikir yapılmakla birlikte, zaman zaman hafi (gizli) zikir de yapılmaktadır. Bayrami geleneklerin­den başhcalarını tekkede ya da başka bir yerde toplanmak, halka halinde oturmak, zikir halkası kurulmadan önce “teheccüd” adı verilen on iki rekât namaz kılmak, kudüm ve davul çalarak çarşı dolaşmak oluşturur.

Semaha da önem veren Bayramiler, “la ilahe illallah” diyerek zikrederler. Gözlerini kapayıp nefeslerini tutarak, başlarını sallaya­rak, gönüllerinden Tanrı dışındaki her şeyi (masiva) çıkarıp Tanrı’yı anarak yaptıkları zikir, vukuf-ı kalbi ya da sıkal (gönüle varmak) olarak adlandırılır. Gizli zikir biçim­leri de şöyledir: Gözler yumulur, nefes tutulur, eller kavuşturulur, kalbe yönelinir ve “la ilahe illallah” sözünün anlamı düşünülür. Bu zikirde kelime-i tevhid kalpten çıkıp gene kalbe dönen bir daire olarak kabul edilir. Kalpten çıktığı kabul edilen yarım daire “kavs-i kalbi”, kalbe giden yarım daire ise “kavs-i âfaki” olarak adlandırılır. Kavs-i âfaki vahdetten (birlik) başlar, kalp­te sona erer. İki kavsin kalpte birleşmesi birliği dile getirir. Kalp, bu yolla aldığı manevi zevk ve sevginin artması sonucu Tanrı’nın belirdiği bir ayna durumuna gelir.

Hacı Bayram Veli’nin müritleri ekin eker­ler, ektikleri ekini birlikte biçip elde edilen ürünün fazlasını satarak gelirini yoksul mü­ritlere dağıtırlardı. Yaşayışında toplumsal dayanışmaya büyük bir önem veren Hacı Bayram Veli, bu nedenle çiftçilerin piri olarak tanınırdı. Müritlerden bilgili olanlar üç aylarda (receb, şaban ve ramazan) köyle­re giderek vaaz verir, Kuran okur ve öğre­tirler, kazandıkları para ve tahılı Hacı Bayram’a getirirler, o da bunları yoksul müritle­re dağıtırdı.

Bayramiliğe bağlı dervişlerin bir iş ve sanatla uğraşmalarının zorunlu oluşu, ahi­lerin bu tarikata ilgi duymalarına ve bağlan­malarına yol açmıştır. Başka bir deyişle, Bayramilikle ahilik arasında yakınlık bulun­duğu için, ahiler geleneklerini bu tarikat içinde sürdürmüşlerdir’.

En çok Ankara, İstanbul, Bolu, Bursa, İzmir, Adana, Maraş ve Kastamonu gibi büyük merkezlerde yaygınlık kazanan Bayramilik, Anadolu’nun dinsel yaşamında önemli bir yer tutmuştur.

Hacı Bayram Veli’nin ölümünden hemen sonra Bayramiler iki büyük kola ayrılmışlar­dır. Bayramilerin bir bölümü açık zikri kabul ederek Akşemseddin’e bağlanmış­lar, bir bölümü de Bursalı Bıçakçı Ömer Dede’ye (Emir Sikkini) uyarak zikir, özel elbise, hatta tekkelerden bile vazgeçerek Melami adını almışlardır. Akşemseddin’e bağlı kol Şemsiye, ikincisi ise Melametiye-i Bayramiye olarak anılır. Daha sonraları Hacı Bayram Veli’nin halifesi Hızır Dede’ nin dervişi Muhyiddin Üftade’nin halifesi Hüdayi Aziz Mahmud Bayramiliğin  Celvetiye kolunu kurmuştur. Bayramilik asıl özelliklerini ve varlığını Şemsiye kolunda sürdürmüştür. Bayramilik hakkında bilgiler verdik.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.