Bawl İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bawl İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bawl (Ağlamak, haykırmak)

Bawl kelimesi, yüksek sesle ağlamak, haykırmak anlamına gelir. İşte bawl kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle:

  1. She couldn’t stop bawling when she heard the news. (Haberleri duyduğunda ağlamayı durduramadı.)
  2. The baby bawled all night, keeping us awake. (Bebek bütün gece ağladı, bizi uyandırdı.)
  3. He bawled out his colleagues for not meeting the deadline. (Süresi dolan teslimatlar için meslektaşlarını azarladı.)
  4. The coach bawled at the players for their poor performance. (Koç, oyuncuların kötü performansı için bağırdı.)
  5. The teacher bawled at the students for not studying. (Öğrencilerin çalışmaması için öğretmen bağırdı.)
  6. She bawled with joy when she saw her husband return from the war. (Kocasının savaştan dönmesini görünce sevinçten ağladı.)
  7. The audience bawled with laughter at the comedian’s jokes. (Komedyenin şakalarına gülmekten izleyiciler ağladı.)
  8. She bawled out the customer service representative for the poor service. (Kötü hizmet için müşteri hizmetleri temsilcisine bağırdı.)
  9. The toddler bawled when his favorite toy was taken away. (Bebeğin en sevdiği oyuncak alınınca ağladı.)
  10. The victim bawled for help as the attacker approached. (Saldırgan yaklaşırken, kurban yardım istedi.)
  11. The singer bawled out the lyrics to the emotional song. (Duygusal şarkıdaki sözleri haykıran şarkıcı.)
  12. The coach bawled out the umpire for the bad call. (Koç, kötü karar için hakemi azarladı.)
  13. The child bawled when she fell off her bike. (Bisikletten düştüğünde çocuk ağladı.)
  14. The actor bawled on stage during the emotional scene. (Duygusal sahnede oyuncu ağladı.)
  15. She bawled out her husband for forgetting their anniversary. (Yıldönümlerini unuttuğu için kocasına bağırdı.)
  16. The dog bawled when his owner left the house. (Sahibi evi terk edince köpek ağladı.)
  17. The boss bawled out the employee for making a mistake. (Hata yapmak için çalışanı azarlayan patron.)
  18. The child bawled when she got a shot at the doctor’s office. (Doktorun ofisinde iğne yaptığında çocuk ağladı.)
  19. The athlete bawled out in pain after injuring himself. (Kendini yaraladıktan sonra acı içinde bağıran sporcu.)
  20. The student bawled out in frustration after failing the test. (Sınavı geçemedi
  1. The little girl bawled when she lost her favorite doll. (En sevdiği bebeğini kaybettiğinde küçük kız ağladı.)
  2. The mother bawled at her son for staying out too late. (Geç saatlere kadar dışarıda kalan oğluna annesi bağırdı.)
  3. The man bawled with relief when he found his lost wallet. (Kaybettiği cüzdanını bulunca rahatlama ile ağladı.)
  4. The child bawled with excitement when he saw the amusement park. (Lunaparkı görünce heyecanla ağlayan çocuk.)
  5. The singer bawled out a powerful ballad, leaving the audience in tears. (Güçlü bir balad seslendirerek, seyircileri gözyaşlarına boğdu.)

Bu cümlelerde bawl kelimesi, genellikle ağlama veya haykırma eylemi için kullanılmaktadır. Bazen olumsuz bir durumla karşılaştıklarında, bazen de mutluluktan veya heyecandan dolayı insanlar ağlayabilirler. Kelime, aynı zamanda, birinin azarlanması veya eleştirilmesi için kullanıldığında da kullanılabilir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.