Basket İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Basket İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Basket

Basket, Türkçede “sepet” anlamına gelir. Aşağıda İngilizce cümlelerde “basket” kelimesinin kullanımına örnekler verilmiştir.

1. I bought a basket of fruits from the market. (Pazardan bir sepet meyve aldım.)
2. She put her dirty clothes in the laundry basket. (Kirli çamaşırlarını çamaşır sepetine koydu.)
3. He made a basket from woven willow twigs. (Söğüt dallarından dokuma bir sepet yaptı.)
4. She carried the picnic basket to the park. (Piknik sepetini parka taşıdı.)
5. The cat climbed into the empty basket. (Kedi boş sepete tırmandı.)
6. He scored a basket from the free throw line. (Serbest atış çizgisinden basket attı.)
7. She won a basket of chocolates in the raffle. (Tombolada bir sepet çikolata kazandı.)
8. The flowers were arranged in a wicker basket. (Çiçekler hasır sepete yerleştirildi.)
9. The basketball player dribbled the ball down the court and made a slam dunk into the basket. (Basketbolcu topu sahayı süpürerek taşıdı ve smaç yaparak potaya soktu.)
10. The grocery store has a basket of fresh vegetables for sale. (Bakkal taze sebzelerin olduğu bir sepet satışa sunuyor.)
11. She knitted a basket to hold her yarn. (İpi tutacak bir sepet ördü.)
12. The farmer gathered the eggs from the chicken coop and placed them in a basket. (Çiftçi tavuk kümesinden yumurtaları topladı ve sepete koydu.)
13. The children used a basket to collect Easter eggs. (Çocuklar Paskalya yumurtalarını toplamak için sepet kullandılar.)
14. She carried a basket of flowers as she walked down the aisle. (Gelin yolunda çiçek sepeti taşıdı.)
15. He filled the basket with sand and made a sandcastle at the beach. (Kumu sepete doldurdu ve plajda kumdan kale yaptı.)
16. The basketball went through the basket and scored two points. (Basketbol topu potadan geçti ve iki sayı kazandı.)
17. She put her baby in a basket and carried him around the house. (Bebeği sepete koydu ve evin içinde taşıdı.)
18. The cat knocked over the basket and scattered the toys. (Kedi sepeti devirdi ve oyuncakları saçtı.)
19. The baker put a basket of freshly baked bread on the counter. (Fırıncı tezgaha yeni çıkmış ekmeklerin olduğu bir sepet koydu.)
20. He used a basket to carry the firewood from the shed to the fireplace. (Odunları kulübeden şömineye taşımak için sepet kullandı.)

21. The farmer picked a basket of ripe strawberries from the field. (Çiftçi tarladan olgunlaşmış çileklerin olduğu bir sepet topladı.)
22. She filled the basket with colorful Easter eggs for the hunt. (Arama için renkli Paskalya yumurtalarıyla sepeti doldurdu.)
23. He carried a basket of apples to the cider press. (Elma sıkacağına götürmek için bir sepet elma taşıdı.)
24. The basketball player missed the shot and the ball bounced off the basket. (Basketbolcu şutu kaçırdı ve top potadan geri sekti.)
25. She decorated the basket with ribbons and bows for the gift. (Hediyelik için sepeti kurdeleler ve fiyonklarla süsledi.)
26. He threw his laundry into the basket and headed to the laundromat. (Çamaşırlarını sepete attı ve çamaşırhaneye gitti.)
27. The florist arranged a basket of flowers for the wedding ceremony. (Çiçekçi düğün töreni için bir çiçek sepeti hazırladı.)
28. She carried a basket of snacks to share with her friends at the picnic. (Arkadaşlarıyla piknikte paylaşmak için atıştırmalıkların olduğu bir sepet taşıdı.)
29. The basketball game was tied until the last minute when he scored the winning basket. (Basketbol maçı son dakikaya kadar berabereydi, o son sayıyı attığında kazanan takım belli oldu.)
30. She placed the freshly baked muffins into a basket to take to the office. (Taze pişmiş muffinleri işe götürmek için sepete yerleştirdi.)