Barge İn İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Barge in nedir?
Barge in, bir konuşmanın ya da etkinliğin ortasına ani bir şekilde dahil olmak anlamına gelir. Bu, genellikle saygısızca veya izinsiz bir şekilde yapılır.
Örnek cümleler:
-
Please don’t barge in on our conversation, we’re having a private discussion. (Lütfen bizim özel bir konuşmamıza izinsiz girme.)
-
The teacher was speaking when a student suddenly barged in and interrupted her. (Öğretmen konuşurken bir öğrenci aniden içeri girip onu kesintiye uğrattı.)
-
My little brother always barges in my room without knocking. (Küçük kardeşim hep kapıyı çalmadan odama girer.)
-
We were having a meeting when the boss barged in and started yelling at us. (Toplantı yapıyorduk ama patronumuz içeri girip bize bağırmaya başladı.)
-
I’m sorry to barge in like this, but I really need to talk to you. (Böyle ani bir şekilde girmek için üzgünüm ama gerçekten seninle konuşmam gerekiyor.)
-
It’s rude to barge in on someone else’s conversation. (Başkasının konuşmasına izinsiz girmek kaba bir davranıştır.)
-
The party was going well until some uninvited guests barged in and caused a scene. (Parti iyi gidiyordu ta ki davet edilmeyen bazı misafirler içeri girip bir kargaşa çıkana kadar.)
-
Don’t barge in on me when I’m in the bathroom, it’s embarrassing. (Banyodayken bana izinsiz girmeyin, utanç verici.)
-
I couldn’t hear the movie because the people next to me kept barging in with their comments. (Filmi duyamadım çünkü yanımdaki insanlar yorumlarıyla sürekli araya giriyordu.)
-
The kids barged in on their parents’ romantic dinner and ruined the mood. (Çocuklar romantik akşam yemeği yiyen ebeveynlerinin yanına girip havayı bozdu.)
-
I was trying to concentrate when my coworker barged in and started talking to me. (Yoğunlaşmaya çalışırken iş arkadaşım içeri girip bana konuşmaya başladı.)
-
The police barged in and arrested the suspect. (Polis içeri girip şüpheliyi tutukladı.)
-
Please knock before you barge in, it’s common courtesy. (Lütfen izinsiz girmeden önce kapıyı çalın, bu yaygın bir nezaket kuralıdır.)
-
The dog barged in and stole my sandwich off the table. (Köpek içeri girip masadaki sandviçimi çaldı.)
-
It’s not polite to barge in on someone’s personal space. (Birinin kişisel alanına izinsiz girmek kibarlık değildir.)
-
The children barged in and opened all the presents before Christmas morning. (Çoc
uklar, Noel sabahı öncesinde içeri girip tüm hediyeleri açtılar.)
-
The cat always barges in and jumps on my keyboard while I’m trying to work. (Kedi her zaman iş yapmaya çalışırken içeri girer ve klavyeme atlar.)
-
I didn’t mean to barge in on your conversation, I just had something to add. (Konuşmanıza izinsiz girmek istemedim, sadece bir şeyler eklemek istedim.)
-
The delivery person barged in without ringing the doorbell first. (Teslimatçı, önce kapıyı çalmadan içeri girdi.)
-
The bride’s ex-boyfriend barged in during the wedding ceremony and caused a scene. (Gelinin eski sevgilisi düğün töreni sırasında içeri girip bir kargaşa çıkardı.)
Türkçe karşılıklar:
- Lütfen bizim özel bir konuşmamıza izinsiz girme.
- Öğretmen konuşurken bir öğrenci aniden içeri girip onu kesintiye uğrattı.
- Küçük kardeşim hep kapıyı çalmadan odama girer.
- Toplantı yapıyorduk ama patronumuz içeri girip bize bağırmaya başladı.
- Böyle ani bir şekilde girmek için üzgünüm ama gerçekten seninle konuşmam gerekiyor.
- Başkasının konuşmasına izinsiz girmek kaba bir davranıştır.
- Parti iyi gidiyordu ta ki davet edilmeyen bazı misafirler içeri girip bir kargaşa çıkana kadar.
- Banyodayken bana izinsiz girmeyin, utanç verici.
- Filmi duyamadım çünkü yanımdaki insanlar yorumlarıyla sürekli araya giriyordu.
- Çocuklar romantik akşam yemeği yiyen ebeveynlerinin yanına girip havayı bozdu.
- Yoğunlaşmaya çalışırken iş arkadaşım içeri girip bana konuşmaya başladı.
- Polis içeri girip şüpheliyi tutukladı.
- Lütfen izinsiz girmeden önce kapıyı çalın, bu yaygın bir nezaket kuralıdır.
- Köpek içeri girip masadaki sandviçimi çaldı.
- Birinin kişisel alanına izinsiz girmek kibarlık değildir.
- Çocuklar, Noel sabahı öncesinde içeri girip tüm hediyeleri açtılar.
- Kedi her zaman iş yapmaya çalışırken içeri girer ve klavyeme atlar.
- Konuşmanıza izinsiz girmek istemedim, sadece bir şeyler eklemek istedim.
- Teslimatçı, önce kapıyı çalmadan içeri girdi.
- Gelinin eski sevgilisi düğün töreni sı
Hemen Yorum Yaz