
Banish İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Banish
Banish, Türkçe’de “defetmek, uzaklaştırmak, kovmak” gibi anlamlara gelir. Aşağıda bu kelimenin İngilizce cümle içinde kullanıldığı 20 örnek cümle bulabilirsiniz.
- She tried to banish all negative thoughts from her mind. (Zihninden tüm negatif düşünceleri defetmeye çalıştı.)
- The king banished his brother from the kingdom. (Kral kardeşini krallıktan uzaklaştırdı.)
- He couldn’t banish the memory of her from his mind. (Onun hatırasını zihninden silemedi.)
- The teacher banished the disruptive student from the classroom. (Öğretmen, sınıf düzenini bozan öğrenciyi sınıftan kovdu.)
- The therapist helped her banish her anxiety. (Terapist, onun kaygılarını defetmesine yardımcı oldu.)
- He wanted to banish all reminders of his past life. (Geçmiş hayatının tüm hatıralarını yok etmek istedi.)
- The company decided to banish single-use plastics from its products. (Şirket, ürünlerinden tek kullanımlık plastikleri kaldırmaya karar verdi.)
- The mayor promised to banish corruption from the city. (Belediye başkanı, şehirden yolsuzluğu kovacağına söz verdi.)
- She tried to banish her fear of public speaking. (Topluluk önünde konuşma korkusunu yenmeye çalıştı.)
- The landlord banished the tenants for not paying rent. (Ev sahibi, kira ödemeyen kiracıları kovdu.)
- The medication helped banish his headache. (İlaç, onun baş ağrısını defetmesine yardımcı oldu.)
- The magician banished the rabbit from the hat. (Sihirbaz, tavşanı şapkadan kovdu.)
- He needed to banish distractions in order to focus on his work. (İşine odaklanmak için dikkat dağıtan unsurları defetmesi gerekiyordu.)
- The coach banished the player from the team for breaking the rules. (Antrenör, kuralları ihlal ettiği için oyuncuyu takımdan kovdu.)
- She tried to banish the guilt she felt about the accident. (Kazayla ilgili hissettiği suçluluğu yok etmeye çalıştı.)
- The tribe banished the criminal to the outskirts of the village. (Kabile, suçluyu köyün dışına kovdu.)
- The new policy aimed to banish discrimination from the workplace. (Yeni politika, işyerinden ayrımcılığı kovmayı hedefliyordu.)
- He banished his phone from the bedroom to improve his sleep. (Uykusunu iyileştirmek için telefonunu yatak odasından kovdu.)
- The village banished the witch for practicing magic. (Köy, büyü yaptığı için cadıyı kov
- She finally managed to banish her bad habits and adopt healthier ones. (Sonunda kötü alışkanlıklarını defetmeyi ve daha sağlıklı olanları benimsemeyi başardı.)
Note: “Banish” is a strong verb and implies a forceful or permanent removal of something/someone from a certain place or situation. It is often used in a formal or dramatic context.
Hemen Yorum Yaz