Bandage İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Bandage Nedir?
Bandage, yaralanmaları sararak tedavi etmek için kullanılan bir tür bez veya banttır.
Örnek cümleler:
- I wrapped a bandage around my sprained ankle. (Burkulan bileğime bir bandaj sararım.)
- She had a small cut on her finger, so I gave her a bandage. (Parmaklarındaki küçük bir kesik vardı, bu yüzden ona bir bandaj verdim.)
- The athlete applied a bandage to his injured knee before the game. (Sporcu, maçtan önce yaralı dizine bir bandaj uyguladı.)
- The nurse changed the bandage on the patient’s wound. (Hemşire, hastanın yarasındaki bandajı değiştirdi.)
- I need to buy more bandages for my first aid kit. (İlk yardım çantam için daha fazla bandaj almam gerekiyor.)
- The bandage kept the wound clean and protected from further injury. (Bandaj, yarayı temiz ve daha fazla zarardan korudu.)
- He had a bandage around his head after the car accident. (Araba kazasından sonra kafasına bir bandaj sarıldı.)
- The doctor advised me to keep the bandage on my wound for at least three days. (Doktor, yaralıma en az üç gün boyunca bandaj takmamı önerdi.)
- The bandage was soaked with blood and needed to be changed immediately. (Bandaj kanla dolmuştu ve hemen değiştirilmesi gerekiyordu.)
- She cut her hand while cooking and applied a bandage to the wound. (Yemek yaparken elini kesti ve yaraya bir bandaj uyguladı.)
- The bandage helped to reduce the swelling on my injured finger. (Bandaj, yaralı parmağımdaki şişliği azaltmaya yardımcı oldu.)
- The nurse wrapped the bandage tightly around the patient’s arm to stop the bleeding. (Hemşire, kanamayı durdurmak için hastanın kolunu sıkı bir şekilde bandajladı.)
- The bandage was secured in place with medical tape. (Bandaj, tıbbi bantla yerinde sabitlendi.)
- He had a bandage on his forehead where he had bumped his head. (Başını çarptığı yerde, alnında bir bandajı vardı.)
- She had a blister on her foot, so she put a bandage on it to prevent further irritation. (Ayak parmağında bir su toplaması vardı, bu yüzden daha fazla tahrişi önlemek için bir bandaj taktı.)
- The doctor cleaned the wound before applying a fresh bandage. (Doktor, taze bir bandaj uygulamadan önce yarayı temizledi.)
- The athlete wore a compression bandage on his injured leg to reduce swelling. (Sporcu, şişliği azaltmak için yaralı bacağına bir sıkıştırma bandajı taktı.)
- The bandage was removed after the wound had healed. (Yara iyileştikten
sonra bandaj çıkarıldı.)
19. She had a bandage on her wrist after spraining it during a tennis match. (Tenis maçı sırasında bileğini burktuktan sonra bileğine bir bandaj takıldı.)
- The first aid kit contained various sizes of bandages for different types of injuries. (İlk yardım çantası, farklı türde yaralanmalar için çeşitli boyutlarda bandajlar içeriyordu.)
Hemen Yorum Yaz