Bandage İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bandage İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bandage Nedir?


Bandage, yaralanmaları sararak tedavi etmek için kullanılan bir tür bez veya banttır.

Örnek cümleler:

  1. I wrapped a bandage around my sprained ankle. (Burkulan bileğime bir bandaj sararım.)
  2. She had a small cut on her finger, so I gave her a bandage. (Parmaklarındaki küçük bir kesik vardı, bu yüzden ona bir bandaj verdim.)
  3. The athlete applied a bandage to his injured knee before the game. (Sporcu, maçtan önce yaralı dizine bir bandaj uyguladı.)
  4. The nurse changed the bandage on the patient’s wound. (Hemşire, hastanın yarasındaki bandajı değiştirdi.)
  5. I need to buy more bandages for my first aid kit. (İlk yardım çantam için daha fazla bandaj almam gerekiyor.)
  6. The bandage kept the wound clean and protected from further injury. (Bandaj, yarayı temiz ve daha fazla zarardan korudu.)
  7. He had a bandage around his head after the car accident. (Araba kazasından sonra kafasına bir bandaj sarıldı.)
  8. The doctor advised me to keep the bandage on my wound for at least three days. (Doktor, yaralıma en az üç gün boyunca bandaj takmamı önerdi.)
  9. The bandage was soaked with blood and needed to be changed immediately. (Bandaj kanla dolmuştu ve hemen değiştirilmesi gerekiyordu.)
  10. She cut her hand while cooking and applied a bandage to the wound. (Yemek yaparken elini kesti ve yaraya bir bandaj uyguladı.)
  11. The bandage helped to reduce the swelling on my injured finger. (Bandaj, yaralı parmağımdaki şişliği azaltmaya yardımcı oldu.)
  12. The nurse wrapped the bandage tightly around the patient’s arm to stop the bleeding. (Hemşire, kanamayı durdurmak için hastanın kolunu sıkı bir şekilde bandajladı.)
  13. The bandage was secured in place with medical tape. (Bandaj, tıbbi bantla yerinde sabitlendi.)
  14. He had a bandage on his forehead where he had bumped his head. (Başını çarptığı yerde, alnında bir bandajı vardı.)
  15. She had a blister on her foot, so she put a bandage on it to prevent further irritation. (Ayak parmağında bir su toplaması vardı, bu yüzden daha fazla tahrişi önlemek için bir bandaj taktı.)
  16. The doctor cleaned the wound before applying a fresh bandage. (Doktor, taze bir bandaj uygulamadan önce yarayı temizledi.)
  17. The athlete wore a compression bandage on his injured leg to reduce swelling. (Sporcu, şişliği azaltmak için yaralı bacağına bir sıkıştırma bandajı taktı.)
  18. The bandage was removed after the wound had healed. (Yara iyileştikten

sonra bandaj çıkarıldı.)
19. She had a bandage on her wrist after spraining it during a tennis match. (Tenis maçı sırasında bileğini burktuktan sonra bileğine bir bandaj takıldı.)

  1. The first aid kit contained various sizes of bandages for different types of injuries. (İlk yardım çantası, farklı türde yaralanmalar için çeşitli boyutlarda bandajlar içeriyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.