Atletizm Kuralları Nelerdir Madde Madde

Atletizm Kuralları Nelerdir Madde Madde hakkında bilgi kısaca.

Toplumda atletizmin sadece koşudan ibaret olduğuna dair bir yanılsama vardır. Aslında atletizme yüksek atlama, gülle atma gibi spor dalları da dahildir. Atletizmin branşları ise heptatlon (kadınlar için) ve dekatlon (erkekler için) olarak ikiye ayrılır. Sürat koşuları, maraton koşuları, engel atlama koşuları ve hendek atlama koşuları da koşu atletizminin dallarıdır. Bunun haricinde koşuları sokak, kır, maraton ve yol koşuları olarak da ayırmak mümkündür.

569Z2

100 200 500 1000 2000 3000 5000 metrelik farklı kategorilerde pist yarışları yapılabilmektedir. Bayrak yarışlarında takım halinde yarışılır ve bir sonraki kişiye ulaşıldığında bayrak ona devredilmek suretiyle koşunun sürekliliği sağlanır. Bu sporda dört atletten oluşan takımlar yarışır. Bunlar da farklı kategorilerde yarışabilir. Örneğin bir takım 4×400 koşusunun takımı olabilir ki en çok yapılan bayrak koşusu da budur. Bayrağın değiştirilmesine göre 400 metrelik parkurda yarış gerçekleştirilir. Belirli yükseklikteki engellerden atlanarak koşulan engelli koşuda ise tıpkı diğerlerindeki gibi bitiş çizgisine ilk ulaşan kişi kazanmaktadır. Atletizm dahilinde cirit atma, uzun atlama ve yüksek atlama gibi sporlar da mevcuttur.

engelli-koşu

Atletizm Kuralları ve Branşları Hakkında Yorum Yapabilirsiniz.

9 yorum

  1. Merhaba ben hentbol, voleybol ,basketbol,futbol bu branşları yaptım 1-30 sene futbol oynadım amatör olarak ama menisküs ve çapraz bağım yirtildi futbolu bırakmak zorunda kaldım hocalar hangi sporla ilgilendiysem çok hizlisin diyorlar bende bunu değerlendirmek istiyorum atletizme başlamak istiyorum ama yaşım 20 yeni girdim sizce atletizm yapabilirmiyim 100 m 14-15 saniyede kostüm bikere denemiştim fitnısada gidicem kendimi gelistirebilirim 14-15 sn altında yaparım kendime güveniyorum ama sizce yaş sorun olurmu? Geç cevap vermezseniz sevinirim teşekkürler?

  2. Atletizm yarışmaları üç ana kategoriye ayrılır. Koşular, atma ve atlamalar. Bayanlar arası yarışmalar da aşağı yukarı erkeklerin yarışmalarının aynıdır. Bayanlar için Heptatlon, erkekler için de Dekatlon koşu, atma ve atlamaları birlikte içeren yarışmalardır. Kır koşuları ve yol koşuları, atletizmin n sezon dışı dalları olarak kabul edilir.

    Koşular

    Atletizmin bir dalı olan koşular, önceden belirlenmiş çeşitli mesafelerde koşularak rakiplere ve zamana karşı yapılan mücadeleyi ifade eder. Tüm zamanların en eski ve en çok ilgi gören spor dallarından biridir. Pist yarışları ve yol yarışları olarak iki ana dala ayrılır. Pist yarışmalarında belirli bir mesafede en hızlı koşmak esastır. Tüm koşular �ronometre�denilen zaman ölçüsü ile ölçülür.

    Yarışmalar özel atletizm stadyumlarında yapılır. Stadyumun çevresinde kulvarlara ayrılmış elips biçiminde koşu pisti vardır. Ortadaki çim alan ise atma ve atlama yarışmalarına ayrılmıştır. Bütün yarışmaların oyun alanları stadyum üzerinde aynı anda bulunur ve aynı anda birkaç yarışma birden yapılır. Bununla birlikte yarışmalar açık havada ya da salonlarda düzenlenebilir. Salon müsabakalarında atma yarışmaları yapılmaz ya da değişik uygulama ve yöntemlerle yapılır. Fakat resmi dünya rekorlarının mutlaka açık havada kırılması, 100 m. düz ve 110 m. engelli yarışlarında ise arkadan esen rüzgarın hızının saniyede 2 m.�i geçmemesi gerekir.

    Pist yarışları 6 bölümden oluşur:

    a) Sürat

    b) Orta Mesafe

    c) Uzun Mesafe

    d) Bayrak Koşuları

    e) Engelli Koşuları

    f) Hendek

    Yol yarışları 4 bölümden oluşur:

    a) Maraton

    b) Yürüyüş

    c) Kır

    d) Sokak (Yol) Koşuları

    Bu iki ana dal dışında bir de birleşik yarışlar vardır. Bu iki bölümden oluşur:

    a) Dekatlon

    b) Heptatlon

    PİST YARIŞLARI

    Pist yarışları, genellikle 400 m.’lik elips biçimli pistlerde yapılır. Yarışmalar 6 bölümden oluşur:

    a) Sürat Koşuları: Pist ve alan sporlarında; kısa mesafe atletlerinin bütün güçleriyle koşmasına dayanan, en süratli olanı belirleyen yarışlardır. Bir diğer ismi de kısa mesafe koşularıdır.

    Bu tür yarışmalarda koşucunun sürati ve dayanıklılığı yanında, temposunu değerlendirmesi de büyük önem taşır.

    Virajlı yarışların başlangıç çizgileri, tüm atletlerin aynı uzunluğu koşmalarını sağlamak için kademeli ve eğri olarak çizilmiştir. İç kulvarlardaki yarışmacılar yarışa daha gerilerden başlarlar.

    Sürat koşularının tümünde, oyun alanı olarak 400 m. uzunluğundaki standart pist kullanılır. Bu pistlerin hepsinde �artan” denilen sentetik bir bileşik olan yapay zemin vardır. Pistin bitiş çizgisi tüm yarışlar için aynıdır. Pist üzerinde 8 kulvar işaretlenerek, yarışmacıların birbirinden ayrılmaları sağlanmıştır. Sürat koşularının tümünde her koşucu, parkurunu kendi kulvarında koşarak tamamlar.

    Sürat koşucuları yarıştan önce ısınmalı, adalelerini gevşetici hareketler yapmalıdırlar.

    Sürat koşularında atletler çıkış takozları kullanırlar. Bu çıkış takozları, başlangıç çizgisinin hemen arkasına vidalanan, yarışmacının ayaklarını basarak ilk hızını almasını sağlayan genellikle metal bir alettir. Ayakların konduğu düz kısımlar, atletlerin tercihine göre ayarlanabilir. Bu çıkış takozları ile çömelmiş durumda çıkış yapmaya 1894’ten sonra başlanmış olup, ilk kez 1930’da resmi yarışmalarda kullanılmıştır. Çıkış takozlarına, önemli yarışlarda yanlış çıkışları otomatik olarak saptayan elektronik bir mekanizma eklenir. Çıkış sırasında yarışmacının soğukkanlı ve hırslı olması çok önemlidir.

    Sürat koşularında atletler, ıslanma ile şeffaflaşmayan atlet ve şortlar giyerler.

    Numaralar kolayca görülebilecek büyüklükte sırta ve göğüse tutturulur.

    Çorapların pamuklu, beyaz ve dikişsiz olması gerekir. Yarışmalarda çivili özel spor ayakkabıları kullanılır. Bu ayakkabılar yarışma çeşidi ve atletlerin tercihine göre farklılık gösterebilir. Ama çiviler 2.5 cm. uzunluğunu geçemez. Sentetik pistlerle birlikte metal çivilerin yerini lastik çiviler almıştır. Bu çiviler koşu sırasında yere batarak ayağın geri kaymasını önler.

    100 m.’den 800 m.’ye kadar olan yarışlarda koşucular yarışa, çömelmiş durumda bir ayak geride, öteki ayak çıkış çizgisinin hemen arkasında, el parmakları da yere değecek biçimde yerleşerek başlarlar.

    Çıkış hakemi 800 m.’ye kadar olan koşularda (800 m. dahil) “yerlerinize” ve “dikkat” komutlarını, daha uzun koşular için “yerlerinize” komutunu verir. Bütün atletlerin “dikkat” durumunda iki ayağı da piste değmeli ve hareketsiz beklemeleri gerekir.

    Yarışmalar bir tabanca veya benzeri bir aletin havaya ateşlenmesi ile başlar.

    Yarışmacılardan birisinin hatalı çıkış yapması durumunda çıkış tekrarlanır. İki kez hatalı çıkış yapan atlet diskalifiye edilir. Pist yarışmalarında diskalifiye olan atlet, pisti hemen terk etmelidir. Hatalı çıkıştan sonra yarışmacılar, tabancanın yeniden ateşlenmesi ile geri çağrılır.

    Sürat koşuları, yukarıda da belirtildiği üzere çökmüş vaziyette çıkış hareketiyle başlar. Fuleye geçmek için atılan toplanış adımlarıyla sürer. Bunu mesafenin 15-20 m.’si ile son 5 m.’si arasındaki fule adımları izler. Yarış ipinin göğüslenmesi ile koşu tamamlanır.

    Bitişte ipi göğüslemek veya finiş çizgisini geçmek, ya atletin ellerini başının üstüne kaldırması ya da elleri ile fırlatarak seride omuz ile dokunmak şeklinde olur.

    Yarışmalarda dereceler elektronik kronometre ile saptanır. Bu kronometreler, yarışmayı başlatan tabancaya bağlanmıştır ve ateşleme ile kendiliğinden otomatik olarak çalışmaya başlar. Ayrıca ipi göğüsleyen atlet, saniyenin yüzde birini saptayabilen “Foto Finiş” aletiyle tespit edilir.

    Zaman, silahın ateşlenmesinden, atletin gövdesinin bitişe vardığı ana kadar geçen süre ölçülerek bulunur.

    Beraberlik durumunda, ikinci tur her iki atletin katılmasına engel ise iki atlet yeniden yarışır. Bu durum dışında bütün beraberlikler olduğu gibi kalır.

    Sürat koşuları mesafelerine göre üç ana yarıştan oluşur:

    1- 100 m.

    2- 200 m.

    3- 400 m. Koşusu

    1- 100 m. Koşusu: Sürat koşularının en kısası olup, tüm kuvvetin bir hamlede harcanmasını gerektirir. 100 m. koşuları ana tribün önündeki virajsız düz parkurda koşulur. Her atlet kura ile belirlenen kendi kulvarında yarışır. İnsan hayatında önem taşıyan salise farkları 100 m. koşularında çok önemli rol oynar. 1912’lerde 100 m. dünya rekoru 10.6 saniye iken 1968’de Jim Hines 9.9’a, 1991 yılında ABD’li atlet Carl Lewis 9.86’ya, 1994 yılında ise Leroy Burrell 9.85 saniyeye indirmeyi başardılar. 100 m. yarışlarında en yüksek hız, erkeklerde 45 km / saat, bayanlarda 40 km / saat olup bu hızlara ancak 40 m.’den sonra ulaşılabilir.

    Atlet, ellerini çıkış çizgisinin arkasına koyarak kolları düz, kafası belkemiği ile paralel durumda, arka ayak çıkış takozunda iken, tabancanın ateşlenmesiyle ileri fırlar. Birinci adım 75 cm.� geçmez. İlk 10 m. kısa ve seri adımlardan oluşur. 100 m. koşucusu azami fırlayış, sürat ve adım uzunluğunu sağlayabilmek için ayak uçlarıyla koşmalı ve ayaklarını yukarıya fazla kaldırmamalıdır. 100 m.�e, birincisi çıkarken, ikincisi toplanışla fule arasında, üçüncüsü de son 15-20 m.�e olmak üzere üç kez nefes alıp verilir. Atletlerin bitiş çizgisini geçmeleriyle yarış tamamlanır. Tüm sürat yarışlarındaki yarış kuralları, 100 m. koşularında da uygulanır.

    2- 200 m. Koşusu: 200 m. koşusu, 100 m.’nin devamıdır. Ancak 200 m. atletleri ile 100 m. atletleri arasındaki en önemli fark, nefes kapasiteleridir. 200 m.’ci, başlangıçta 20 m.’de bir nefes alır, sonlara doğru nefes alışı daha sıklaşır. Ayrıca 200 m.’ciler, 100 m’cilerden daha yumuşak bir koşu tarzına gereksinim duyarlar. Bir de daha dayanıklı ve inatçı olmaları gereklidir. 200 m. koşuları virajlı parkurda yapılır, yarış kuralları diğer sürat koşularında olduğu gibidir. Her 200 m.’ci 100 m. koşabilir, ama 200 m. koşamayan 100 m. atleti çoktur.

    3- 400 m. Koşusu: Bu koşuya sürat koşusu veya sprint (fırlayış) denilebilir. Bu koşular ilk kez 440 yarda olarak 20. yy. başlarında düzenlendi. 400 m., güçlü bir vücudun bile ancak teknikle koşabileceği bir mesafedir. Sürat koşucuları ve yarı mukavemet koşucuları, 400 m.’yi başarıyla koşarlar. En iyi 400 m. sonuçları, normal-ritmik bir şekilde nefes alındığı ve her 100 m.�in birbirine denk hızla koşulduğu zaman alınır. 400 m. koşuları virajlı pistlerde yapılır ve bu yarışlarda ilk çıkış çok önemlidir. Yarış kuralları ve kullanılan malzemeler diğer sürat koşularında olduğu gibidir.

    b) Orta Mesafe Koşuları: Orta mesafe koşuları, kısa mesafe koşuları ile uzun mesafe koşuları arasında sürat ve güç öğelerinin her ikisine de gereksinim duyulan yarışlardır. Günümüzde büyük bir gelişme gösteren ve baştan sona süratle koşulmaya başlayan orta mesafe koşularının bir diğer adı da “Uzun Sürat Koşuları”dır.

    Sürat koşularından farklılığı, son anda hızlanmaya olanak verecek bir tempoyla koşulmasıdır. 20. yy. başlarına kadar yarım mil ve bir mil koşuları düzenlenirdi. Ülkemizin başarılı orta mesafe atletleri olarak 800 m.’de Ekrem Koçak, Muharrem Dalkılıç’ı, 1500 m.’de ise Mehmet Tümkan’ı sayabiliriz. Dünyada en ünlü orta mesafe koşucuları ise Finli atletler Paavo Nurmi ve Lasse Viren, Çek Zatopek ve İngiliz Sebastian Coe’dur.

    Orta mesafe koşuları, pist üzerinde saat yönünün tersine koşulur. Her tur sonunda vakit belirtilir. Son tura girerken ya kampana çalınır ya da havaya ateş edilir.

    Orta mesafe koşuları mesafelerine göre ikiye ayrılır:

    1- 800 m.

    2- 1500 m. koşusu

    1- 800 m. Koşusu: Büyük bir efor ve sürat harcanılan 800 m. koşuları, hafif atletizm sınıfı bir koşudur. İyi bir 800 m. koşucusu dayanıklı, süratli ve çok zeki olmalıdır. Çömelerek yapılan bir çıkıştan sonra, ilk 50-60 metreyi büyük bir süratle geçmek ve ilk virajı iyi almak çok önemlidir. Çok yorucu olan bu yarışta atletin adımları uzun, serbest ve yumuşak olmalı ve devamlı rakiplerini kontrol etmelidir. Koşucu ağzından ve burnundan nefes alabilir. Yarış taktiklerini ve süratinin derecesini bilmesinde büyük bir yarar vardır. Yarışmalarda eğer önde değilse, önde koşan koşucuya göre temposunu ayarlamalı, rüzgarı hesaba katmalı, son virajda atağa kalkmalıdır.

    2- 1500 m. Koşusu: Bu koşu kuvvetli, dayanıklı ve süratleneceği yeri iyi bilen atletlerin başarabileceği koşudur. 1500 m. koşucularının kendi vücudu ahenkli ve uyumlu olmalı, ayakların tabanı ile basarak koşmalı, nefes alma ritmi düzgün olmalıdır. Bilinen temposunu değiştirmeden korumalı, son 100-300 m.’de süratlenmelidir.

    c) Uzun Mesafe Koşuları: Uzun mesafe koşuları, finişte atağa kalkmanın orta mesafede olduğu kadar önem taşımadığı, her şeyin tempoya bağlı olduğu son derece sağlam bir yapı isteyen koşulardır.

    Uzun mesafe koşularında da stil ve nefes çok önemlidir. 2 m.’de bir nefes alınıp verilir. Adımlar kısa ama daha serbest olup, ayaklar yere tabanla basar. Adımlar makineleşmiş bir tempoyla atıldığı için, bir diğer adı da “Araba Koşusu”dur.

    Dünyada en ünlü uzun mesafe koşucusu, Finli Atlet Paavo Nurmi’dir. Nurmi, mesafeye göre “devamlı bir tempo” ile adım atmanın faydasına inanır ve koşu mesafesini turlara bölerek, her turu belirli bir zamanda geçmeyi hedeflerdi. Bu “tempo” sistemiyle 1923’te Stokholm’de 4 dk. 10 sn. ile dünya rekoru kırdı. Uzun mesafe koşan diğer ünlü atletler olarak Avustralyalı Ron Clarke, Etiyopyalı aynı zamanda maratoncu Abebe Bikila ve Doğu Alman Waldener Ciepinski’yi sayabiliriz.

    Uzun mesafe koşuları mesafelerine göre üçe ayrılır:

    1- 3000 m.

    2- 5000 m.

    3- 10000 m. Koşusu

    1- 3000 m. Koşusu: Pistin 400 m. uzunluğundaki bölümünün 7.5 tur olarak koşulduğu uzun mesafe koşusudur. Bu koşu 1982 yılına kadar bayanların en uzun mesafe koşusu iken, aynı yıl Avrupa Şampiyonası’nda bayanlar maraton da koşmaya başlamıştır.

    2- 5000 m. Koşusu: Pist üzerinde yapılan bu koşu, pistte 12.5 tur olarak koşulur. İlk derecesi 1875 yılında Londra’da 17.07 ile yapılmıştır.

    3- 10000 m. Koşusu: 400 m.’lik oval pistte 25 tur olarak koşulur. Önde koşan atletin, arkadan gelen atlete 400 m. fark yapmasına “tur bindirme” denir.

    d) Bayrak Koşuları: Takımların 30 cm. boyundaki tahta veya metal bir sopayı (stafeti), elden ele geçirerek ve sırayla koşarak yaptıkları yarışlardır. Takımlar 4 atletten oluşur.

    Eski Yunan’da ellerinde bir meşale ile yapılan bayrak koşuları, 1895 yılında ilk kez atletizm yarışmalarında yer almıştır. Günümüzde 4’er kişilik takımlar halinde çeşitli mesafelerde koşulmaktadır. Yalnız Balkan ülkeleri arasında yapılmış ve adı “Balkan Bayrak” olarak kalmıştır. Dörder atlet arasında 800 m., 400 m., 200 m. ve 100 m. koşulan bir türü daha vardır. Ayrıca bir zamanlar yurdumuzda bir hayli yaygın olan “İsveç Bayrak Koşusu” da bir diğer bayrak yarış türüdür. Bunların mesafeleri de 400, 300, 200 ve 100 m.’dir.

    Toplu koşucular tarafından koşulan bayrak yarışlarında esas olan, koşucunun kendi mesafesini bitirdikten sonra elinde bulunan sopayı yeniden koşacak olan arkadaşına vermesidir. Eğer sopa düşürülürse, düşüren atlet yerden alır. Sopa düz ağaç veya metal bir borudan yapılmış olup, 28 / 30 cm. uzunluğunda, 50 gram ağırlığında ve tek parçadır.

    Yarışlar, hareketsiz duran yarışmacıların tabanca patlatmasıyla aldıkları startla başlar.

    Takımlardaki dört atletin her biri yarışmanın bir bölümünde koşar, koşu sırasında elde bir sopa taşınır. Sopa değişimi 20 m.’lik bir bölgede yapılır. 1964 yılında yapılan bir kural değişikliği ile; kısa mesafe bayrak yarışlarında koşucunun sopayı almak için bayrak değiştirme bölgesinin 10 m. gerisinden koşmaya başlamasına izin verildi. Ancak “çubuk değiştirmek bölgesinde” el değiştirmelidir. Bu değişim; dıştan değişim ve karma değişim diye iki şekilde olur. Dışta değişimde koşucu, çubuğu sol elinden arkadaşının sağ eline verir. Karma değişimde ise hem sağ hem sol el ile stafet değiştirilebilir. Bayrak fırlatılarak değiştirilemez. Seçmelerden sonra takımdaki oyuncu değişikliği ancak zorunlu olması durumunda doktor raporuyla yapılabilir.

    Bayrak koşuları erkekler ve bayanlar için ikiye ayrılır.

    1- 4×100 m. Bayrak Yarışları: Erkekler ve bayanlar arası yapılan Olimpik Atletizm Yarışmaları’dır. 4×100 m. bayrak yarışları baştan sona kulvarlarda koşulur. Çıkış yapan atlet bayrağı sağ eliyle taşır. Bayrak bir turda her 100 m. sonunda olmak üzere, üç kez el değiştirir. Her kulvarda, 20 m.’lik bayrak değiştirme bölgeleri işaretlenerek değişikliklerin buralarda yapılması sağlanır. Buna uymayan takımlar diskalifiye edilir. Hiçbir atlet yarışmada bir bölümden fazla koşamaz.

    2- 4×400 m. Bayraklar Yarışları: Bu bayrak yarışı da 4×100 m. gibi erkekler ve bayanlar arası yapılan Olimpik Atletizm Yarışmaları’dır. 4×400 m. bayrak yarışında ikinci yarışmacıdan itibaren takımlar, verilmiş olan handikaba göre 400 ya da 500 m. sonunda iç kulvara geçebilirler. Yarışın kulvarda koşulmayan bölümlerinde atletler, bayrak değiştirmek için kendi kulvarlarına dönmelidirler.
    Atlet bayrağı verdikten sonra, hemen kulvarı terk etmeli ve arkadaki takımın atletine engel olmamalıdır. Her hangi bir takım, kasıtlı veya kasıtsız engelleme yaparsa veya bayrak değiştirirken yardımlaşırsa takım halinde diskalifiye olur.

    e) Engelli Koşular: Eşit aralıklarla yerleştirilmiş engelleri aşarak, koşmaya dayanan hafif atletizm sınıfından pist ve alan sporudur. Engelli koşu 19. yy.’da İngiltere’de ortaya çıkmıştır. 1920’lerde bayanlar da bu sporu yapmaya başlamıştır. 1935’te ağır ve ters çevrilmiş T biçimindeki engel yerine, L biçimindeki engellerin kullanılmaya başlaması, engelli koşuların en önemli gelişmesi sayılır.

    Engelli koşularda başarı tekniğe dayanır. Engel tekniğini öğrenebilmek uzun bir çalışma, sabır ve dikkat ister. Bu da engelli koşularda az atlet yetişmesine neden olmaktadır.

Tuğba için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.