As İt Were İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

As İt Were İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

“As It Were” Nedir?

“Hemen hemen, sanki, bir nevi” gibi anlamlara gelen “as it were” İngilizce’de yaygın olarak kullanılan bir ifadedir. Bu ifade, bir şeyi daha iyi anlamak veya tanımlamak için kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. I felt, as it were, a chill down my spine. (Adeta belimden soğuk bir şey geçti.)
2. He was, as it were, the king of the castle. (O, sanki kaledeki kraldı.)
3. She, as it were, glided across the dance floor. (O, adeta dans pistinin üzerinde süzülüyordu.)
4. The movie was, as it were, a roller coaster ride of emotions. (Film, duyguların bir roller coaster’ı gibiydi.)
5. The book was, as it were, a window into the author’s mind. (Kitap, yazarın zihnindeki bir pencere gibiydi.)
6. The painting was, as it were, a portrait of the artist’s soul. (Tablo, sanatçının ruhunun bir portresiydi.)
7. The speech was, as it were, a call to arms. (Konuşma, adeta silaha sarılma çağrısıydı.)
8. The play was, as it were, a journey through time. (Oyun, adeta zamanda yolculuk gibiydi.)
9. The music was, as it were, a symphony of sounds. (Müzik, adeta seslerin bir senfonisiydi.)
10. The dessert was, as it were, a masterpiece of culinary art. (Tatlı, adeta mutfak sanatının bir başyapıtıydı.)
11. The room was, as it were, a cocoon of comfort. (Oda, adeta rahatlığın bir koza gibiydi.)
12. The storm was, as it were, a force of nature. (Fırtına, adeta doğanın bir gücü gibiydi.)
13. The city was, as it were, a melting pot of cultures. (Şehir, adeta kültürlerin bir karışımı gibiydi.)
14. The car was, as it were, a sleek and powerful machine. (Araba, adeta şık ve güçlü bir makine gibiydi.)
15. The garden was, as it were, a paradise on earth. (Bahçe, adeta cennetin bir parçası gibiydi.)
16. The novel was, as it were, a journey of self-discovery. (Roman, adeta kendini keşfetme yolculuğuydu.)
17. The dress was, as it were, a work of art. (Elbise, adeta bir sanat eseri gibiydi.)
18. The mountain was, as it were, a challenge to be conquered. (Dağ, adeta yenilmesi gereken bir meydan okumaydı.)
19. The beach was, as it were, a sanctuary for relaxation. (Plaj, adeta rahatlamak için bir sığınak gibiydi.)
20. The journey was, as it were, a test of endurance. (Yolculuk,

adeta dayanıklılık testiydi.)