Articulable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Articulable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Articulable Anlamı:

Articulable, açık ve net bir şekilde ifade edilebilen veya konuşulabilen anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. She always has an articulable explanation for her actions. (Onun eylemleri için her zaman açıklayıcı bir açıklaması vardır.)
2. The teacher’s instructions were clear and articulable. (Öğretmenin talimatları açık ve netti.)
3. It’s important to have articulable goals in order to achieve success. (Başarıya ulaşmak için açık hedeflere sahip olmak önemlidir.)
4. The company’s mission statement is articulable and easy to understand. (Şirketin misyon beyanı açık ve anlaşılır.)
5. He was unable to give an articulable reason for his absence. (O, yokluğuna dair açıklayıcı bir neden veremedi.)
6. The defendant’s argument was not articulable and lacked substance. (Sanığın savunması açık ve somut değildi.)
7. The manager’s expectations were articulable and reasonable. (Yöneticinin beklentileri açık ve makuldu.)
8. The student’s presentation was well-prepared and articulable. (Öğrencinin sunumu iyi hazırlanmış ve açıklayıcıydı.)
9. The government’s policies should be articulable and transparent. (Hükümetin politikaları açık ve şeffaf olmalıdır.)
10. The professor’s lectures were always articulable and engaging. (Profesörün dersleri her zaman açıklayıcı ve ilgi çekiciydi.)
11. The proposal was not articulable and lacked clarity. (Öneri açıklayıcı değildi ve netliği yoktu.)
12. The coach’s instructions were articulable and easy to follow. (Antrenörün talimatları açık ve takip etmesi kolaydı.)
13. The candidate’s platform was articulable and well-defined. (Adayın platformu açık ve iyi tanımlanmıştı.)
14. The new policy was articulable and well-received by the employees. (Yeni politika açıklayıcıydı ve çalışanlar tarafından iyi karşılandı.)
15. The instructions on the manual were not articulable and difficult to understand. (Kılavuzdaki talimatlar açıklayıcı değildi ve anlamak zordu.)
16. The artist’s vision was articulable in his paintings. (Sanatçının vizyonu tablolarında açıklayıcıydı.)
17. The coach’s feedback was articulable and helpful for improvement. (Antrenörün geri bildirimi açık ve gelişim için faydalıydı.)
18. The company’s values were articulable and aligned with its actions. (Şirketin değerleri açıklayıcıydı ve eylemleriyle uyumluydu.)
19. The politician’s speech was articulable and persuasive. (Politikacının konuşması açıklayıcı ve ikna ediciydi.)
20. The directions to the venue were articulable and easy to follow. (Mekana yönergeler açık

ve takip etmesi kolaydı.)

Türkçe Karşılıklar:

1. Onun eylemleri için her zaman açıklayıcı bir açıklaması vardır.
2. Öğretmenin talimatları açık ve netti.
3. Başarıya ulaşmak için açık hedeflere sahip olmak önemlidir.
4. Şirketin misyon beyanı açık ve anlaşılır.
5. O, yokluğuna dair açıklayıcı bir neden veremedi.
6. Sanığın savunması açık ve somut değildi.
7. Yöneticinin beklentileri açık ve makuldu.
8. Öğrencinin sunumu iyi hazırlanmış ve açıklayıcıydı.
9. Hükümetin politikaları açık ve şeffaf olmalıdır.
10. Profesörün dersleri her zaman açıklayıcı ve ilgi çekiciydi.
11. Öneri açıklayıcı değildi ve netliği yoktu.
12. Antrenörün talimatları açık ve takip etmesi kolaydı.
13. Adayın platformu açık ve iyi tanımlanmıştı.
14. Yeni politika açıklayıcıydı ve çalışanlar tarafından iyi karşılandı.
15. Kılavuzdaki talimatlar açıklayıcı değildi ve anlamak zordu.
16. Sanatçının vizyonu tablolarında açıklayıcıydı.
17. Antrenörün geri bildirimi açık ve gelişim için faydalıydı.
18. Şirketin değerleri açıklayıcıydı ve eylemleriyle uyumluydu.
19. Politikacının konuşması açıklayıcı ve ikna ediciydi.
20. Mekana yönergeler açık ve takip etmesi kolaydı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.