Arouser İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Arouser İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Arouser Nedir?

Arouser, “uyarıcı” veya “uyandırıcı” anlamlarına gelen bir İngilizce kelime olarak kullanılır. Genellikle cinsel anlamda kullanılsa da, genel anlamda herhangi bir şeyin dikkati çekmesi veya uyaran bir etkisi olması için kullanılabilir.

Örnek Cümleler:

  1. He used a feather as an arouser to tickle her.
    (Tüyü onu gıdıklamak için bir uyandırıcı olarak kullandı.)

  2. The loud noise was an effective arouser, waking him from his deep sleep.
    (Yüksek sesli gürültü, derin uykusundan onu uyandıran etkili bir uyarıcıydı.)

  3. The smell of freshly baked cookies was an instant arouser for her appetite.
    (Taze pişmiş kurabiyenin kokusu, onun iştahını hemen uyandıran bir uyaran oldu.)

  4. The suspenseful movie was an intense arouser of emotions for the audience.
    (Gerilim dolu film, izleyiciler için duyguları uyandıran yoğun bir uyaran oldu.)

  5. His touch was a powerful arouser, sending shivers down her spine.
    (Dokunuşu güçlü bir uyandırıcıydı ve onun omurgasında ürpermelere neden oldu.)

  6. The vibrant colors of the sunset were an incredible arouser of beauty.
    (Güneşin batışının canlı renkleri, güzelliği uyandıran inanılmaz bir uyaran oldu.)

  7. The scent of her perfume was a sensual arouser for him.
    (Parfümünün kokusu, onun için duyusal bir uyandırıcıydı.)

  8. The article was an excellent arouser of curiosity, leaving the reader wanting more.
    (Makale, merakı uyandıran harika bir uyandırıcıydı ve okuyucuyu daha fazlasını istemeye sevk etti.)

  9. The fast-paced music was an energizing arouser for the dancers.
    (Hızlı tempolu müzik, dansçılar için enerji veren bir uyandırıcıydı.)

  10. The bright lights were an attention-grabbing arouser, drawing the crowd’s focus to the stage.
    (Aydınlık ışıklar, kalabalığın odak noktasını sahneye çeken dikkat çekici bir uyandırıcıydı.)

  11. The headline was a shocking arouser, causing people to stop and read the news.
    (Başlık, insanların durup haberleri okumalarına neden olan şok edici bir uyandırıcıydı.)

  12. The taste of the spicy food was a fiery arouser for his taste buds.
    (Baharatlı yiyeceklerin tadı, tat alma duyularını uyandıran alevli bir uyandırıcıydı.)

  13. The beautiful artwork was an inspiring arouser for the aspiring artists.
    (Güzel sanat eseri, umutlu sanatçılar için ilham verici bir uyandırıcıydı.)

  14. The warm sun was a pleasant arouser, coaxing her out of the shade and into the light.
    (Sıcak güneş, onu gölged

den çıkaran hoş bir uyandırıcıydı.)

  1. The provocative ad was an effective arouser of controversy and discussion.
    (Teşvik edici reklam, tartışma ve konuşma uyandıran etkili bir uyandırıcıydı.)

  2. The soothing music was a calming arouser, easing her stress and anxiety.
    (Rahatlatıcı müzik, stresini ve kaygısını hafifleten sakinleştirici bir uyandırıcıydı.)

  3. The witty comment was a humorous arouser, making everyone in the room laugh.
    (Atılgan yorum, odadaki herkesi güldüren komik bir uyandırıcıydı.)

  4. The cold shower was a shocking arouser, waking him up and getting him ready for the day.
    (Soyağacı duşu, onu uyandıran ve güne hazır hale getiren şok edici bir uyandırıcıydı.)

  5. The suspenseful novel was a gripping arouser, keeping her on the edge of her seat.
    (Gerilim dolu roman, onu koltuğunun kenarında tutan sürükleyici bir uyandırıcıydı.)

  6. The bold fashion choice was a daring arouser, making a statement and turning heads.
    (Cesur moda tercihi, bir açıklama yaparak dikkatleri üzerine çeken cesur bir uyandırıcıydı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.