Arousal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Arousal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Arousal ile İlgili Cümleler

Arousal: Uyarılma, harekete geçirme, canlandırma gibi anlamlara gelir.

  1. The intense workout session brought about a high level of arousal in her body. (Yoğun antrenman seansı onun vücudunda yüksek bir uyarılma seviyesi yarattı.)

  2. The horror movie caused a sudden arousal in her senses. (Korku filmi onun duyularında ani bir uyarılma yarattı.)

  3. The loud music at the party caused a high level of arousal in the guests. (Partideki yüksek sesli müzik misafirlerde yüksek bir uyarılma seviyesi yarattı.)

  4. The adrenaline rush from bungee jumping created a state of arousal in him. (Bungee jumping’den gelen adrenalin patlaması onda bir uyarılma durumu yarattı.)

  5. The intense debate led to a high level of arousal in the audience. (Yoğun tartışma izleyicilerde yüksek bir uyarılma seviyesine yol açtı.)

  6. The rollercoaster ride provided a great source of arousal for the thrill-seekers. (Lunapark treni heyecan arayanlar için büyük bir uyarılma kaynağı sağladı.)

  7. The kiss sent a wave of arousal through her body. (Öpücük onun vücudunda bir uyarılma dalgası gönderdi.)

  8. The presentation lacked arousal and failed to captivate the audience. (Sunumda uyarılma eksikliği vardı ve izleyicileri etkilemeyi başaramadı.)

  9. The teacher used various techniques to increase the students’ arousal during class. (Öğretmen sınıfta öğrencilerin uyarılma seviyesini artırmak için çeşitli teknikler kullandı.)

  10. The smell of freshly baked cookies caused an arousal of hunger in her stomach. (Taze pişmiş kurabiyelerin kokusu onun midenizde bir açlık uyarısı yarattı.)

  11. The sight of blood caused a strong arousal in him due to his phobia. (Kan görüntüsü, fobisinden dolayı onda güçlü bir uyarılma yarattı.)

  12. The singer’s performance created a high level of arousal in the audience. (Şarkıcının performansı, izleyicilerde yüksek bir uyarılma seviyesi yarattı.)

  13. The roller derby match provided a great source of arousal for the spectators. (Roller derby maçı

izleyiciler için büyük bir uyarılma kaynağı sağladı.)

  1. The scent of lavender helped to create a state of relaxation and decreased arousal. (Lavanta kokusu, bir rahatlama durumu yaratmaya ve uyarılmayı azaltmaya yardımcı oldu.)

  2. The athlete’s pre-competition routine helped to increase his arousal and focus. (Sporcu, yarışma öncesi rutini sayesinde uyarılma ve odaklanmayı artırmaya yardımcı oldu.)

  3. The novel’s plot twists and turns created a high level of arousal and suspense for the reader. (Romanın kurgusal olayları, okuyucu için yüksek bir uyarılma ve gerilim yarattı.)

  4. The sound of the alarm clock created an immediate state of arousal and alertness in him. (Alarm saatinin sesi, onda anında bir uyarılma ve uyanıklık durumu yarattı.)

  5. The meditation session helped to decrease his arousal and create a state of calmness. (Meditasyon seansı, onun uyarılma seviyesini azaltmaya ve sakinlik durumu yaratmaya yardımcı oldu.)

  6. The intense physical activity caused a surge of arousal in his body, leading to better performance. (Yoğun fiziksel aktivite, onun vücudunda bir uyarılma patlaması yarattı ve daha iyi performans sağladı.)

  7. The video game’s high level of difficulty created a state of arousal and excitement in the player. (Video oyununun yüksek zorluk seviyesi, oyuncuda bir uyarılma ve heyecan yarattı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.