Arousal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Arousal ile İlgili Cümleler
Arousal: Uyarılma, harekete geçirme, canlandırma gibi anlamlara gelir.
-
The intense workout session brought about a high level of arousal in her body. (Yoğun antrenman seansı onun vücudunda yüksek bir uyarılma seviyesi yarattı.)
-
The horror movie caused a sudden arousal in her senses. (Korku filmi onun duyularında ani bir uyarılma yarattı.)
-
The loud music at the party caused a high level of arousal in the guests. (Partideki yüksek sesli müzik misafirlerde yüksek bir uyarılma seviyesi yarattı.)
-
The adrenaline rush from bungee jumping created a state of arousal in him. (Bungee jumping’den gelen adrenalin patlaması onda bir uyarılma durumu yarattı.)
-
The intense debate led to a high level of arousal in the audience. (Yoğun tartışma izleyicilerde yüksek bir uyarılma seviyesine yol açtı.)
-
The rollercoaster ride provided a great source of arousal for the thrill-seekers. (Lunapark treni heyecan arayanlar için büyük bir uyarılma kaynağı sağladı.)
-
The kiss sent a wave of arousal through her body. (Öpücük onun vücudunda bir uyarılma dalgası gönderdi.)
-
The presentation lacked arousal and failed to captivate the audience. (Sunumda uyarılma eksikliği vardı ve izleyicileri etkilemeyi başaramadı.)
-
The teacher used various techniques to increase the students’ arousal during class. (Öğretmen sınıfta öğrencilerin uyarılma seviyesini artırmak için çeşitli teknikler kullandı.)
-
The smell of freshly baked cookies caused an arousal of hunger in her stomach. (Taze pişmiş kurabiyelerin kokusu onun midenizde bir açlık uyarısı yarattı.)
-
The sight of blood caused a strong arousal in him due to his phobia. (Kan görüntüsü, fobisinden dolayı onda güçlü bir uyarılma yarattı.)
-
The singer’s performance created a high level of arousal in the audience. (Şarkıcının performansı, izleyicilerde yüksek bir uyarılma seviyesi yarattı.)
-
The roller derby match provided a great source of arousal for the spectators. (Roller derby maçı
izleyiciler için büyük bir uyarılma kaynağı sağladı.)
-
The scent of lavender helped to create a state of relaxation and decreased arousal. (Lavanta kokusu, bir rahatlama durumu yaratmaya ve uyarılmayı azaltmaya yardımcı oldu.)
-
The athlete’s pre-competition routine helped to increase his arousal and focus. (Sporcu, yarışma öncesi rutini sayesinde uyarılma ve odaklanmayı artırmaya yardımcı oldu.)
-
The novel’s plot twists and turns created a high level of arousal and suspense for the reader. (Romanın kurgusal olayları, okuyucu için yüksek bir uyarılma ve gerilim yarattı.)
-
The sound of the alarm clock created an immediate state of arousal and alertness in him. (Alarm saatinin sesi, onda anında bir uyarılma ve uyanıklık durumu yarattı.)
-
The meditation session helped to decrease his arousal and create a state of calmness. (Meditasyon seansı, onun uyarılma seviyesini azaltmaya ve sakinlik durumu yaratmaya yardımcı oldu.)
-
The intense physical activity caused a surge of arousal in his body, leading to better performance. (Yoğun fiziksel aktivite, onun vücudunda bir uyarılma patlaması yarattı ve daha iyi performans sağladı.)
-
The video game’s high level of difficulty created a state of arousal and excitement in the player. (Video oyununun yüksek zorluk seviyesi, oyuncuda bir uyarılma ve heyecan yarattı.)
Hemen Yorum Yaz