Armful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Armful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

ARMFUL

Armful, bir kişinin koluna sığacak kadar çok şeyi tutabileceği anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. I went to the farmer’s market and came back with an armful of fresh produce.
   (Çiftçi pazarına gittim ve taze ürünlerle dolu bir kolla geri döndüm.)

2. The little girl ran to her mother with an armful of flowers.
   (Küçük kız, annesine bir kol dolusu çiçekle koştu.)

3. He struggled to carry an armful of books to the library.
   (Kütüphaneye bir kolla dolusu kitap taşımak için zorlandı.)

4. The delivery man arrived with an armful of packages.
   (Teslimatçı, bir kolla dolusu paketle geldi.)

5. She left the store with an armful of new clothes.
   (Yeni kıyafetlerle dolu bir kolla mağazadan ayrıldı.)

6. The bride walked down the aisle with an armful of flowers.
   (Gelin, çiçeklerle dolu bir kolla koridordan yürüdü.)

7. The artist carried an armful of paintings to the gallery.
   (Sanatçı, bir kolla dolu tabloyu galeriye taşıdı.)

8. The children came running with an armful of toys.
   (Çocuklar, oyuncaklarla dolu bir kolla koşarak geldiler.)

9. The mother picked up her baby with an armful of blankets.
   (Anne, battaniyelerle dolu bir kolla bebeğini aldı.)

10. The hiker came back from the trail with an armful of wildflowers.
    (Doğa yürüyüşünden yaban çiçekleriyle dolu bir kolla geri döndü.)

11. The librarian stacked an armful of books onto the cart.
    (Kütüphaneci, arabaya bir kolla dolusu kitap yığdı.)

12. The florist handed the customer an armful of roses.
    (Çiçekçi, müşteriye bir kolla dolusu gül verdi.)

13. The athlete walked off the field with an armful of trophies.
    (Sporcu, bir kolla dolusu kupayla sahadan ayrıldı.)

14. The teacher carried an armful of papers to grade.
    (Öğretmen, derecelendirmek için bir kolla dolusu kağıt taşıdı.)

15. The waiter brought us an armful of dishes to our table.
    (Garson, masamıza bir kolla dolusu yemek getirdi.)

16. The decorator arrived with an armful of decorations for the party.
    (Dekoratör, parti için süslemelerle dolu bir kolla geldi.)

17. The groomsmen helped carry an armful of chairs to the wedding ceremony.
    (Damat adayının yardımcıları, düğün törenine bir kolla dolusu sandalye taşımaya yardım ettiler.)

18. The musician walked onto the stage with an armful of instruments.
    (Müzisyen

, carried an armful of instruments onto the stage.)

19. The gardener picked an armful of vegetables from the garden.
    (Bahçıvan, bahçeden bir kolla dolusu sebze topladı.)

20. The firefighter carried an armful of equipment to fight the blaze.
    (İtfaiyeci, yangınla mücadele etmek için bir kolla dolusu ekipman taşıdı.)

(Türkçe çeviriler referans olarak verilmiştir.)