Arise İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Arise İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Arise İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: ortaya çıkmak, meydana gelmek, doğmak, yükselmek

  1. Arise and shine, for your light has come. (Doğ ve parla, çünkü senin ışığın geldi.)
  2. I had to arise early in the morning to catch my flight. (Uçuşumu yetiştirmek için sabah erkenden kalkmam gerekiyordu.)
  3. A new problem arose during the project. (Proje sırasında yeni bir sorun ortaya çıktı.)
  4. The sun arose over the horizon, marking the beginning of a new day. (Güneş ufukta doğarak yeni bir günün başlangıcını işaret etti.)
  5. A sense of panic arose when we realized we were lost. (Kaybolduğumuzu fark ettiğimizde panik hissi belirdi.)
  6. The need for change has arisen in the company. (Şirkette değişim ihtiyacı doğdu.)
  7. The issue of climate change has arisen as a major concern in recent years. (İklim değişikliği konusu son yıllarda büyük bir endişe olarak ortaya çıktı.)
  8. He arose from the dead after three days. (Üç gün sonra ölümden dirildi.)
  9. The opportunity to travel to Europe arose, and I knew I had to take it. (Avrupa’ya seyahat etme fırsatı ortaya çıktı ve onu değerlendirmem gerektiğini biliyordum.)
  10. The situation arose unexpectedly, and we had to act quickly. (Durum beklenmedik bir şekilde ortaya çıktı ve hızlı davranmamız gerekiyordu.)
  11. She arose from her seat to give her speech. (Konuşmasını yapmak için kalktı.)
  12. The question of who would inherit the throne arose after the king’s death. (Kralın ölümünden sonra tahtın kimin miras alacağı sorusu ortaya çıktı.)
  13. A feeling of excitement arose within me as I stepped off the plane. (Uçaktan indiğimde içimde heyecan hissi belirdi.)
  14. The need for a change in policy has arisen due to recent events. (Son olaylar nedeniyle politikada değişiklik yapma ihtiyacı ortaya çıktı.)
  15. The opportunity to work with

a renowned scientist arose, and I jumped at the chance. (Ünlü bir bilim insanıyla çalışma fırsatı ortaya çıktı ve bu şansı kaçırmadım.)
16. The need for more funding for the project has arisen, and we’re currently seeking investors. (Proje için daha fazla finansmana ihtiyaç duyuldu ve şu anda yatırımcı arayışındayız.)

  1. A feeling of sadness arose as I watched the sunset. (Güneşin batışını izlerken hüzün hissi belirdi.)
  2. The importance of education arose during the pandemic, as many schools had to switch to online learning. (Pandemi sırasında birçok okul çevrimiçi öğrenmeye geçmek zorunda kaldığı için eğitimin önemi ortaya çıktı.)
  3. The need for better communication between team members arose after a misunderstanding occurred. (Bir yanlış anlaşılma meydana geldikten sonra takım üyeleri arasındaki iletişimin daha iyi olması gerektiği ortaya çıktı.)
  4. The opportunity to learn a new language arose, and I decided to enroll in a language course. (Yeni bir dil öğrenme fırsatı ortaya çıktı ve bir dil kursuna kayıt olmaya karar verdim.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.