Arbitrary İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Arbitrary İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Arbitrary

Arbitrary kelimesi “keyfi” veya “rastgele” anlamlarına gelir. Bir kararın gerekçesi veya mantığı olmadan alınması durumunu ifade eder.

Örnek cümleler:

  1. The teacher’s grading system seemed arbitrary, without any clear criteria. (Öğretmenin notlama sistemi herhangi bir açık kriter olmadan keyfi görünüyordu.)
  2. The dictator made arbitrary decisions without considering the needs of his people. (Diktatör insanlarının ihtiyaçlarını düşünmeden keyfi kararlar aldı.)
  3. The judge’s ruling was based on arbitrary factors rather than the law. (Hakimin kararı kanuna değil, keyfi faktörlere dayanıyordu.)
  4. The restaurant had an arbitrary dress code that seemed to change every day. (Restoranda her gün değişen keyfi bir giyim kuralları vardı.)
  5. The company’s layoffs seemed arbitrary, with no clear reasoning behind them. (Şirketin işten çıkarmaları keyfi görünüyordu, arkasında net bir neden yoktu.)
  6. The police officer’s decision to arrest the suspect was arbitrary and not based on evidence. (Polis memurunun şüpheliyi tutuklama kararı keyfiydi ve delillere dayanmıyordu.)
  7. The rules for the game seemed arbitrary and difficult to understand. (Oyunun kuralları keyfi ve anlaması zordu.)
  8. The selection process for the scholarship was arbitrary and unfair. (Burs seçim süreci keyfi ve adaletsizdi.)
  9. The government’s decision to increase taxes seemed arbitrary and without justification. (Hükümetin vergileri artırma kararı keyfi görünüyordu ve herhangi bir gerekçe yoktu.)
  10. The coach’s decision to bench the star player was arbitrary and caused controversy. (Antrenörün yıldız oyuncuyu yedek kulübesine koyma kararı keyfiydi ve tartışma yarattı.)
  11. The company’s policy on vacation time was arbitrary and inconsistent. (Şirketin tatil zamanlarına ilişkin politikası keyfiydi ve tutarsızdı.)
  12. The teacher’s grading of the essays seemed arbitrary and unfair. (Öğretmenin denemeleri notlandırması keyfi görünüyordu ve adaletsizdi.)
  13. The landlord’s decision to raise the rent was arbitrary and without notice. (Ev sahibinin kiranın artırma kararı keyfiydi ve önceden haber vermeden yapıldı.)
  14. The dress code for the party was arbitrary and caused confusion among guests. (Parti için giyim kodu keyfiydi ve misafirler arasında karışıklığa neden oldu.)
  15. The judge’s sentence seemed arbitrary and disproportionate to the crime. (Hakimin cezası keyfi görünüyordu ve suça orantısızdı.)
  16. The referee’s decision to give a penalty was arbitrary and controversial. (Hakemin penaltı verme kararı keyfiydi ve tartışmalıydı.)
  17. The company’s policy on promotions seemed arbitrary and based on favoritism. (
  1. The school’s policy on tardiness was arbitrary and didn’t account for extenuating circumstances. (Okulun geç kalma politikası keyfiydi ve durumun özel nedenlerini hesaba katmıyordu.)
  2. The manager’s decision to fire the employee was arbitrary and without proper documentation of performance issues. (Yöneticinin çalışanı kovma kararı keyfiydi ve performans sorunlarının uygun şekilde belgelenmedi.)
  3. The city’s decision to close down a popular park seemed arbitrary and without input from the community. (Şehrin popüler bir parkı kapatma kararı keyfi görünüyordu ve toplumun görüşü alınmadan yapıldı.)

(Türkçe karşılıklar kalın ve siyah yazılmıştır)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.