
Affair İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Affair Nedir?
Affair, Türkçe’de “ilişki”, “macera” veya “ilişki dışı ilişki” anlamlarına gelir. Genellikle bir kişinin mevcut ilişkisinde veya evliliğinde dışarıdan biriyle romantik veya cinsel bir bağlantısı olduğunda kullanılır.
Örnek cümleler:
- He had an affair with his co-worker and his wife found out. (O, iş arkadaşıyla bir ilişkisi vardı ve karısı öğrendi.)
- She regretted having an affair with her neighbor’s husband. (O, komşusunun kocasıyla bir ilişkisi olduğu için pişman oldu.)
- The politician’s affair with his intern became public knowledge. (Siyasetçinin stajyeriyle ilişkisi kamuoyu tarafından bilindi.)
- I’m not sure if I want to have an affair with my ex-boyfriend or not. (Eski erkek arkadaşımla bir ilişki yaşayıp yaşamak istemediğimden emin değilim.)
- He was caught having an affair with his best friend’s wife. (O, en yakın arkadaşının karısıyla bir ilişkisi olduğu için yakalandı.)
- She had an affair with her boss, but it didn’t last long. (O, patronuyla bir ilişkisi vardı, ama uzun sürmedi.)
- The scandalous affair between the movie star and the director shocked the public. (Film yıldızı ve yönetmen arasındaki skandal ilişki halkı şoke etti.)
- My friend’s affair with a married man caused a lot of drama in her life. (Arkadaşımın evli bir adamla ilişkisi hayatında çok drama yarattı.)
- The affair ended when she realized she was just a rebound for him. (İlişki, onun için sadece bir geçiş dönemi olduğunu fark ettiğinde bitti.)
- Having an affair is never a good idea and can lead to a lot of pain and heartache. (Bir ilişki dışı ilişki yaşamak asla iyi bir fikir değildir ve çok acı ve üzüntüye yol açabilir.)
- She found out about her husband’s affair when she saw a text message on his phone. (Kocasının bir ilişkisi olduğunu telefonundaki bir mesajı görünce öğrendi.)
- He denied having an affair with his assistant, but the evidence suggested otherwise. (Asistanıyla bir ilişkisi olduğunu inkar etti, ama kanıtlar aksini gösteriyordu.)
- The affair between the two coworkers was the talk of the office. (İki iş arkadaşı arasındaki ilişki, ofisin konusu oldu.)
- She couldn’t forgive her husband for his affair and filed for divorce. (Kocasının ilişkisi için onu affedemedi ve boşanma davası açtı.)
- The affair began as a harmless flirtation, but quickly escalated into something more. (İlişki masum bir flörtle başladı, ama hızlıca daha fazlasına dön
dü.)
16. She ended her affair with the married man when she realized she deserved better. (Evli adamla olan ilişkisini sonlandırdı çünkü daha iyisini hak ettiğini fark etti.)
- The affair caused a lot of tension between the two families. (İlişki, iki aile arasında çok gerginliğe yol açtı.)
- He felt guilty about his affair and finally came clean to his partner. (İlişkisiyle ilgili suçluluk hissetti ve sonunda partnerine açık yüreklilikle itiraf etti.)
- The affair lasted for several months before they were caught. (İlişki, yakalanmadan önce birkaç ay sürdü.)
- She was hurt when she found out about her husband’s affair, but eventually decided to forgive him. (Kocasının ilişkisini öğrendiğinde incindi, ama sonunda onu affetmeye karar verdi.)
Hemen Yorum Yaz