Adhesive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Adhesive Nedir?
Adhesive, yapıştırıcı anlamına gelir. Genellikle bir yüzeyi diğer bir yüzeye yapıştırmak için kullanılır.
- I used adhesive to stick the picture onto the wall. (Resmi duvara yapıştırmak için yapıştırıcı kullandım.)
- The adhesive on the envelope didn’t stick well. (Zarfın yapışkanı iyi yapışmadı.)
- She applied adhesive to the back of the sticker. (Çıkartmanın arkasına yapıştırıcı sürdü.)
- The company produces various types of adhesives. (Firma çeşitli türlerde yapıştırıcılar üretiyor.)
- I accidentally got adhesive on my fingers. (Parmağıma yanlışlıkla yapıştırıcı bulaştı.)
- This adhesive is water-resistant. (Bu yapıştırıcı suya dayanıklıdır.)
- The adhesive label peeled off easily. (Yapışkan etiket kolayca soyuldu.)
- The adhesive tape was too strong and tore the paper. (Yapışkan bant çok güçlüydü ve kağıdı yırttı.)
- He used adhesive to fix the broken vase. (Kırılan vazoyu tamir etmek için yapıştırıcı kullandı.)
- The adhesive was still wet, so we had to wait for it to dry. (Yapıştırıcı hala ıslaktı, bu yüzden kurumasını beklememiz gerekti.)
- The adhesive smelled strongly of chemicals. (Yapıştırıcı kimyasal kokuyordu.)
- The adhesive bond was so strong that it couldn’t be broken. (Yapıştırıcı bağlantı o kadar güçlüydü ki kırılamadı.)
- She used adhesive to stick the broken pieces of glass back together. (Camın kırılan parçalarını yapıştırmak için yapışkan kullandı.)
- The adhesive label left a sticky residue on the package. (Yapışkan etiket pakette yapışkan bir kalıntı bıraktı.)
- The adhesive coating made the paper glossy. (Yapışkan kaplama kağıdı parlak hale getirdi.)
- The adhesive strip was easy to remove. (Yapışkan şerit kolayca çıkarıldı.)
- He had to use a lot of adhesive to attach the heavy object to the wall. (Ağır nesneyi duvara yapıştırmak için çok fazla yapıştırıcı kullanması gerekti.)
- The adhesive didn’t work on the oily surface. (Yapıştırıcı yağlı yüzeyde işe yaramadı.)
- The adhesive label had the wrong address on it. (Yapışkan etiketin üzerinde yanlış adres vardı.)
- The adhesive held the two pieces of wood together securely. (Yapışkan, iki ahşap parçayı güvenli bir şekilde bir arada tuttu.)
- The adhesive was easy to apply with the brush. (Fırça ile yapışkan kolayca uygulanabildi.)
- The adhesive was so strong that it took a lot of effort to remove it. (Yapışkan o kadar güçlüydü ki onu çıkarmak için çok çaba gerekti.)
- The adhesive label had a bright red color. (Yapışkan etiket parlak kırmızı renkteydi.)
- The adhesive became brittle after it dried. (Yapışkan kuruduktan sonra kırılgan hale geldi.)
- She used adhesive to attach the fabric to the cardboard. (Kartonla kumaşı birleştirmek için yapışkan kullandı.)
- The adhesive tape had a matte finish. (Yapışkan bant mat bir yüzeye sahipti.)
- The adhesive was able to bond plastic and metal together. (Yapışkan, plastik ve metali bir arada tutabildi.)
- He accidentally spilled adhesive on the floor. (Yanlışlıkla yapışkanı yere döktü.)
- The adhesive label had a clear and legible text. (Yapışkan etiketin yazısı net ve okunaklıydı.)
- The adhesive worked well on the rough surface. (Yapışkan, pürüzlü yüzeyde iyi işe yaradı.)
Hemen Yorum Yaz