Yabancı Sözcükleri Yanlış Telâffuz Ediyoruz

Sevgili öğrenciler, bütün derslerin temeli dildir. Her insan ancak kendi dilinde var olur. Bu gerçekten hareketle sizlere dilimizde yer alan yabancı sözcüklerin okunuşuna dair birkaç bilgi aktaracağım.

cocuksinif

Türkçe, yazıldığı gibi okunan ve söylendiği gibi yazılan bir dildir. Bu bakımdan bir özellik arz etmeyen yabancı kelimeleri, Türkçedeki telâffuzlarına göre yazmakta bir sakınca yoktur. Söz gelimi “kulüp, televizyon, losyon; sanat, rıdvan, namaz” kelimelerinin Türkçedeki okunuşları da, yazılışları da orijinal şekillerinden farklıdır.

1. “dikkat, saat” gibi kelimelerdeki “a”lar ince olduğu için, bunlardan sonra gelen eklerin ünlüleri de ince okunur: dikkatimiz, saatiniz… gibi.

1.       Dilimize Arapçadan girmiş bazı kelimelerin benzerleri, a’nın uzun okunmasıyla değişik bir anlam ifade ederler. Bu bakımdan bu tür kelimeleri ayrı bilip, yazımda ve söyleyişte bu farklılığı göstermeliyiz: adet “sayı”, âdet “gelenek, alışkanlık”; alem “bayrak; minarenin başındaki süs”, âlem “evren, dünya”; aşık “ayak bileği kemiği”, âşık “aşın bir sevgiyle seven, tutkun”…

2.       “gâvur, dergâh ikametgâh; dükkân, eşkâl, hikâye, kâr, kâtip, şikâyet…” gibi kelimelerdeki g ve k’ler önlerindeki ince a’lardan dolayı ince okunmalıdır; yazımda da a’ların üzerine mutlaka inceltme işareti konmalıdır (Bunlar içinde özellikle “eşkâl” kelimesindeki k sesi, büyük ekseriyetle ve bilinçsiz olarak kalın okunmaktadır). “Mahkum” kelimesindeki k sesi de, ince okunmalıdır.

3.     Şu yabancı asıllı kelimelerdeki g ve k’lar ise kalın okunmalıdır: grev, ekonomi, inkılâp, kredi, şevk, zevk, kamus, ikamet… (Ne var ki “şevk” ve “zevk” kelimelerindeki k’lar, artık ince okunuşlarıyla yerleşmiş durumdadır).

4.    “alkol, gol, hâl, rol” gibi kelimelerin sonlarındaki l’ler incedir; bu bakımdan bunlardan sonra gelen eklerin ünlüleri de ince okunmalıdır: ek alkollüler, golümüzü, hâlinizi, rollerimiz… Yine “inkılâp, halûk, mahlûk, lâmba, lâzım” gibi kelimelerdeki l’ler de ince olarak telâffuz edilmelidir.

Sonuç olarak, diksiyon yanlışları başlıca iki sebepten kaynaklanır: 1. Yöresel alışkanlıkların sürdürülmesi, 2. Doğuştan veya çocukluktan gelen birtakım dil özürlerinin devam ettirilmesi.

Bunlardan ilki, çok kolay bir şekilde giderilebilir. Hangi yöreden veya bölgeden olursak olalım, standart Türkiye Türkçesine uymaya gayret edilmelidir. Çünkü bu şekilde dil birliği sağlanmış olur.

Türk dilinin bütün lehçeleri, şiveleri, ağızlan içerisinde en güzeli, yumuşağı, kibarı, kulağa hoş geleni İstanbul Türkçesidir. Türkçemizin

yazı dili de bu ağız esasına göre düzenlenmiştir. Daha doğru, düzgün ve güzel bir diksiyon için ortak olan yazı dili ölçü alınmalıdır.

Doğuştan veya çocukluktan gelen dil özürleri üzerinde fazla bir şey söylemek, belki biraz zorlama olabilir. Ancak yukarıdaki bazı önerilerimiz dikkate alınıp üzerinde çalışılırsa, inanıyoruz ki nispî bir düzeltme başarısı elde edilir. Yeter ki üşenmeyelim ve düzgün, güzel bir diksiyon için biraz gayret edelim. İsteyenler ve imkânı olanlar, özellikle tiyatro okullarındaki diksiyon kurslarına da gidebilirler. Her şey gibi diksiyon da; bir istek, kararlılık, azim, gayret ve çalışma meselesidir.

derszamani.net

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.