Türk edebiyatında geçmişten günümüze kadar bir çok yazılı edebi eserler oluşturulmuştur ve günümüzde de hala bir çok edebi eser her gün durmaksızın kaleme alınmaktadır.
Türk edebiyatında kaleme alınan gerek romanlar gerek masallar gerekse diğer edebi türler kendi aralarında sınıflandırılmıştır. Bu sınıflama ise özellikle roman türü için yapılarak romanlar içinde karışıklığın önlenmesi sağlanmıştır.
Türk edebiyatında ütopik roman, roman türlerinden birisidir. Dünya edebiyatına baktığımızda ütopyanın temelini Thomas More, kesinlikle gerçek olmayan ve gerçekleşemeyecek kadar müthiş bir sosyal düzeni anlattığı eser ile atmıştır.
Ütopya dediğimiz eserler gerçekte var olmayan, sadece zihinlerde tasarlanan ya da düşünülen, olması gerektiği düşünülen ideal toplum ve devlet sistemi anlatılırken aynı zamanda toplumun o dönemdeki siyasi, sosyal ve kültürel sorunlarına bir takım öneriler de getirmiş olurlar.
Thomas More “Ütopya” isimli eserini kaleme aldıktan sonra felsefi eserler başta olmak üzere bu tür eserler “Ütopik eserler” olarak sınıflandırılmaya başlamıştır. Ayrıca Thomas More “Ütopya” eseri dışında; “Platon’un Devleti”, “Farabi’nin el-Medinetü’l- Fazıla’sı”, Tommaso Campanella’nın Güneş Ülkesi” gibi Ütopik eserler de yazılmıştır.
Felsefi ya da ütopik dediğimiz bu edebi eserler ütopik anlayıştan yola çıkılarak yazılmış eserlerdir. Bu nedenle de ütopik eserler olarak sınıflandırılma gereği duyulmuştur.
Türk edebiyatında da ütopik eserlere yönelik bir çok eserler kaleme alınmıştır;
- Hilmi Yavuz / Taormina
- Alev Alatlı / 1. Schröndinger’in Kedisi 2. Rüya
- İlhan Mimaroğlu / Yokistan Tasarısı
Ütopik Roman Ne Demek Konulu Yazımız Hakkındaki Yorum ve Sorularınızı Aşağıdaki Yorum Kısmından Hemen Bize Yazın.
Hemen Yorum Yaz